vakti zamanında arkadaşımın sevgilisine sevdiğini ispatlamak için kendini denize atmasıdır mart ayında.
sevdiğini söylemek ve sevdiğini hissettirmek yetmeli oysa ki.
bir başka arkadaşım da sevgilisiyle aynı kentte okumak için üniversite sınavından sonra tek tercih yapıp ankarayı yazmıştı. enteresan olan kazanamadı ankarayı. 4-5 kadar sonra ayrılmışlardı. iyi ki kazanamamışım dedi durdu aylarca.
sevgili için değil sevgili adayı için yapmıştım. çok sevdiği bir yazardan imza alabilmek için tüm pazar günümü sıra beklemekle geçirmiştim. sonuç olarak reddedilmiştim o ayrı. **
genellikle erkeklerin '' duygusal kadınlar '' için yaptıklarıdır. ancak bir sorun vardır. bu '' duygusal kadınlar '' erkeğin, hayatında belki de o ana kadar değer verdiği tek kişi olan sevgilisi için yaptığı büyük fedakarlıklara çoğu zaman triple karşılık verirler. hatta iyilik yapmaya çalışırken, onu mutlu etmeye çalışırken kendinizi hiç anlamadığınız bir kavganın ortasında bulursunuz. öküzsünüz erkekler.
onun sizden uzakta daha mutlu olacağını düşünüp hayatından çıkıp gitmek.
Gerçekten böyle aksiyonlara hiç gerek yok. o sizi seçmişse ve sizde onu biraz olsun seviyorsanız, onun hayatını zora sokuyor olsanız da çıkıp gitmeyin. kendinize acıyın. **
bizim kızın, verdiği hiçbir sözde durmamış olmasından utanmadığı gibi hakaretini de eksik etmeyerek ilişkiye noktayı koyan hayvanı affedip, yaşattığı kötülükleri hatırlamamaya çalışması.*
sabahın köründe bursadan yola çıkıp ankaraya sevdiceği görüp akşam bursaya dönmek. ne içindi peki? uzaktan kavga edemiyorduk ortak noktayı ankara bulduk birbirimize çemkirdik azıcık barıştık geri geldik .