başımı omzuna koymak, pizza siparişi verip hevesle gelmesini beklemek, yemek yapmak, evde film izlemek, bir sıkıntın olduğunda onunla paylaşmak, sinemaya gitmek...
gül almayı özledim sözlük. sahi lan olsa da gül alsak. ilk gül alışım şöyleydi. ilk okul 6. sınıftaydık öğlen tatilinde ül aldım gömleğin üstüne giydiğim hırkanın içine özenle yerleştirip girdim okula çocuğuz ya utanıyoruz işte. kankama seslendim pşt tolga gel bi dedim geldi ne oldu dedi yengeni bi çağır da gelsin ama bak özellikle söyle tek gelsin dedim ve kız geldi. ne oldu dedi der demez hop çıkarttım gülü bu senin için dedim. tuttu baktı gözümün içine mal mal. bu ne dedi. ben de dedim ki gül işte başka ne olacak falan. sonra aldı gülü teşekkür bile etmedi kevaşe okul çıkışında hemen çöpe atmıştır. neyse aradan yıllar geçti facebookta takılıyorum tanıyor olabileceğiniz kişilere göz gezdiriyorum bi baktım o. tıkladım girdim profiline. yeni sevgilisi olacak lavuk sarılmış buna arkadan kızda lavuğun kendisine aldığı gülü kokluyo. böyle de bi anımdır. paylaşayım dedim.
Boynundan, yuzunden kokusunu içine çeke çeke yavaş yavaş tane tane gezinerek öpmek. Çok severdi. Ben de onun sevmesini çok severdim. En çok kokusunu özlüyorum. Ev gibi kokardı bebek yanağı gibi kokardı, mis gibi.
Onunla öpüşmeyi çok özlüyorum. Parmağımı emerken sevimliliğine dayanamayıp aniden elimi çekip yanaklarından sıkıp dudaklarını balık yaparak aniden kendime çekip doyasıya öpmeyi özlüyorum. Dudağında önce dilimi gezdirip sonra onun dayanamayıp öpmesini özlüyorum. Çenemi yalamasını ensemi omuzlarımı ve boynumu öpüşlerini diliyle dokunuşlarını özlüyorum. Daha da ayrıntıya girmeyeceğim her türlü sevgi ve şevkat gösteren dokunuşlarını özlüyorum kısaca.
Sabah henüz uyuklarken dudak dudağa olmamızı ve uzun uzun uyanana kadar öpüşmelerimizi özlüyorum. Sesini özlüyorum. Her fırsatta bana dokunmasını özlüyorum.
Zorla uyandırmayı özlüyorum. Ona kulaklık takıp saçma sapan şarkılar açmayı ve telefondan piyano çalmayı özlüyorum. Karnından aşağı doğru okşarken pijamasının belini hafif çeke çeke oynadığımda nefesini tutup heyecanlanmasını özlüyorum. Belimden sırtıma doğru omurgamı okşamasını çok özlüyorum. En sevdiği çorapları ve eteği giydiğimde yanımızda arkadaşları da olsa dayanamayıp bizim on dk işimiz var diyip beni kaçırmasını özlüyorum.
Beraber annesigile gidip kahve içmeyi bol bol şeker mi şeker onun gibi kokan kardeşini sevmeyi annesiyle anne kız gibi olan ilişkimizi özlüyorum.
Beraber markete gitmeyi özlüyorum evli çiftler gibi.
Beraber alışveriş yapmayı özlüyorum. Yürüyen merdivenlerde her zamanki gibi ben bir üst basamakta olup onla yüzyüze olmayı sonra onun belime sarılmasını ve öpmek istercesine bakışlarını özlüyorum. Onunla D&R'a gitmeyi çok özlüyorum.
Pes oynarken her golünden sonra kızmama fırsat vermeden beni koltuğa gömüp dudaklarımdan öpmesini özlüyorum. insan içindeyken çaktırmadan masanın altından bacaklarımı okşamasını her zaman el ele tutuşmamızı beraber otururken hep sarılıp oturmamızı özlüyorum.
Sevişirken harika bir çifttik ama olamadık. Sinirlenince gözünün hiçbir şeyi görmemesi bitirdi bizi en çok. Bir de sevgisizliği.
bir barda çalarken en sevdiğim şarkı, başını omzuna koyup gözlerine bakmam.Ki seninle hiç böyle bir anımız yok. Ne tuhaf , ben seninle hiç yaşayamadığım şeyleri özlüyorum.
