sağdan soldan duyduklarımı işlediğimde, kainatın temelindeki bilimsel gerçektir.
bilim sonuna kadar ilerlediğinde herhalde karşısına bilgi sevgi çıkacak.
herhalde dediğime bakmayn.
aslında bilimin son noktaya kadar gelişmesini beklemeye gerek yok. şu an sahip olduklarınıza bakın. temelinde onu bulursunuz.
" Kainatı sevgi yönetiyor" buyurmuş ,Dante ..(söylemese ben söyleyecektim!) ,sonra devam etmişler düşünmeye kim neyi önce söylemiş bilemicem ,Gasset demiş ki: " arzu,kendisinin;sevgi, sevgilisinin yararını ortaya koyar '' , " Şah bile sevgiye kuldur,köledir" der Mevlanamız da ...Eric Fromm'un ilginç tesbiti de şöyle: " Sevgi için kültür düzeyi gerekir" ( burada uzun bir parantez açmayım gitsin! ), Eflatun'la devam edelim; "Sevgi, ruhun yüce olan şeye kaymasıdır. " , ve Lorenzo " .. güzele duyulan istektir. " deyivermişler ...ne kadar uzar bu liste kim bilir ...? *
sevgi bakidir, asktan daha da ozeldir.
haybuki ask hakkinda yazilanlar cok daha fazladir.
ask delirtiyor kor ediyor gozu, sevgi daha sakindir sevdigini inkar edebilirmisin hic?
sevgi neydi sahi ? bir mektubun ilk satırı mıydı, bir telefondaki ilk ses mi ? insanı mutlu eden o ilk satır mıydı defalarca okunan, yoksa ilk satır arayışları mı tekrar be tekrarlanan ? telefondaki bir ses insanın bir ömrünü doldursa mı sevgiydi gerçekten, yoksa yeni sesler duymaya hiç yetmeyecek ömürlerin arayışları mı ?
sevgi bir acıydı herhalde, bir kederdi, kah hüzünle, kah mutlulukla hatırlanan. belki de sabırdı sevgi, affetmekti, gelecek günler adına. sevgi sınanmaktı adl-i ilahi'de ve sınavı geçmekti ercesine. sevgi bir tevbeydi, nasuh kisvesinde; bir dirilişti nefsi öldürerek. sevgi bir iyi ad bırakmaktı fena yurdunda. ömür geçer de ad kalır oysa.
anne sevgisi var, baba sevgisi var. diğer sevgiler bırakıyor sanki insanı. henüz bırakmadıysa da nebleyim bırakacakmış gibi. daha başından gevşek duruyor. sıkı tutmuyor.
ama dünyada dostluk var tabii. o cepte.
edit:lerim. canım istemezse açıklamam.
edit2: kardeş sevgisi de var. o da çarpıcı.
kendi seçimlerinin bile bu şeyi kazanmaya etkisinin %100 olmadığı, ama bazı zamanlarda deli gibi ihtiyaç duyulan his.
bazı şeyler şansa kalmıştır. zeki olup olmamayı seçemeyiz, çok güzel ya da yakışıklı olmayı seçemeyiz, ama bir insanı o yüzden seven ya da sevmeyen insanlar hep var olacaktır.
ha bir şeyi/bir kimseyi sevip sevmemek tamamen insanın elinde midir, yine hayır.
bu insanın ne şekilde büyütüldüğüne, istemli ya da istemsiz kazandığı tecrübelere, kendinden de getirdiği şeylere göre değişir.
kısacası, sevip sevmeyenin bunu tamamen kendi mantığını kullanarak yapmış olma olasılığı hiç yok gibi bir şeydir.
sevilip sevilmemek de insanın elinde olan bir şey olmadığı için, biz en iyisi kendi yararımıza bakalım.
hayatın tüm saldırılarını bir başına göğüslemeyi bir insan adına göze almak. tam ifadesiyle: dostluk.
dost yok deme, önce dost ol dediler. söz dinledim ve dost oldum bir insana. vermen gerek dediler. hoş, elimde avcumda ne vardı ki! öyle deme dediler, dostun ikramı anlayanın servetidir; sen elindekinin niceliğiyle oyalanma, bakmadan ver! verdim. ne verdiğimi hâlâ bilmiyorum. cidden bakmamışım demek ki. içimi dışıma çıkardım. günahımı, sevabını önüne döktüm. ayıkla, içinden istediğini seç, sana yarayanlardan dilediğin gibi bir insan yarat, kalanları da at! istemem dedim.
sonra, dost olamadık. meğer bambaşkaymışız. hiç kötü düşünmedim. acı çekmedim. pişmanlık hissetmedim. her şey bir yanda darmadağın toplanmayı beklerken o tuttu dost olamadığımıza üzülmeyişime çok şaşırdı. her şeyi benim halletmemi düşünmesini "dost" olmayı göze almış biri olarak pek yadırgamadım. yüreğimin burkulmasının nedeni başka bir şeydi: insanın karşılıksız iyiliğe karşı yıkıcı tepkisi, hazımsızlığı yani. buna burkuldu yüreğim. tüm meselelerin halledilmesini bir insana bırakmak konusundaki teklifsizliğimizi yadsımayı aklımıza bile getirmezken karşılıksız sevgi, hesapsız bağlanma ve bağışlama karşısında niçin tarumar oluyor, şaşkınlık geçiriyoruz? niçin her işte bir hesap döndüğünü düşünecek kadar benciliz?
bilakis içimin boşalmasıyla sevgiye inancım daha da arttı. bakışım değişti, arındım. artık yüküm indi sırtımdan. giysilerim, maskelerim, kimliklerim... hepsinin canı cehenneme. attım tamamını sayesinde. toprağa eriştim, toprağa değdim. toprak beni kendime getirdi. şimdi dünya bir varmış bir yokmuş heyecanında. kendi adıma bir adım sonrası kestirilemez bir serüvene, bir masala dönüştürdüm onu. kıblem değişti.
aksam yeni sevgili adayiyla bulusulunur. yada ortamda hatuna/herife/cocuga... yazilmaya baslanir...
muhabeete kakara kikiriden sonra illa deep moda gelecektir. geldigi vakit eger cok bezmisseniz artik, kafanizda "ulan daha ne konusacaz yaa" gibi laflar donmeye baslamissa kurtulus sorunuz hazirdir.
- sevgi nedir sence?
hah.. sordunuzya boleee deep bir soru kirk saat aciklar size simdi sevgi sudur, cicektir, kalamistaki cocuk parkinda amuda kalkmaktir vs..
bu cevaplari aldiktan sonra, e zaten siz dinlemiyordunuz, soyleyeceginiz tek sey kalmistir
- seni anliyorum