hasta olan çocuğunu kocanla birlikte terk edip, karnındaki bebekle babanın evine dönmek değildir.
oğlum bakıcının ona bakıyor olması gereken zamanda 1 şişeye yakın calpol içmiş geçen cumartesi. gece ateş düşürücü vermeye hazırlanırken bir baktım şişe boş. "annecim ne oldu bu şuruba?" umudum "döktük" falan demeleri ama hayır ulaş efe'm içmiş hepsini. bakıcıyı aradım, sordum, şurubun kapağının açık olduğunu fark etmiş ama içtiğini fark edememiş, bilgisayardan ayrılamadığı için.
eş dost arandı, hekim olan kuzene danışıldı ve zehirlenme sınırını geçen miktarda parasetamol alındığı ortaya çıkınca bodrum devlet hastanesi acil servisine koşuldu.
kan vermeler, ateşlenmeler, uyku, uykusuzluk, hastaneye yatmak, ikiz kızımın evde kalması, ayaklarımın ve belimin isyanı, çimdeki korku...
hem çalışmak gerekmek ve hem de çocuklarını güvenerek bırakabileceğin bir yer bulamamak. 3 çocuk yapacaksak ve bu çocuklar toplumsal varlıklarsa, kendim için değil bu ülkenin geleceği için yetiştiriyorsam eğer neden devlet bana kreş hizmeti sunmuyor.
annelik var ya yaşanabilecek en kargaşık durum ve duygudur. susuyorum.
işte kendi çocuklarımın derdine düşmüş, hastane odasında çaresiz serumların bitmesini beklerken, zayıf ve çelimsiz jiyan ile tanıştım. adı "yaşam" demek olan bu çocuk, neler neler yaşamış. genç bir kadın vardı yanında, anne olmadığı belli her halinden.
" annesi misin?" dedim."halasıyım" dedi. "annesi nerede?" hiç beklemediğim bir tokat gibi bir şey geldi."annesi onu terk etti" dedi halası. jiyan, küçük çocuğum, sanki benim oğlum, hiç haketmedin böyle yaşamayı, büyüklerin hatalarının bedellerinin en ağırı sana düşmemeliydi.
kavramın neliğine dair kapsamlı bilgi edinemeden, o kavramın ne ifade etmediğini bilebilmek hayli güçtür. imkansız demiyorum, zira imkansız sözcüğünü sevmiyorum. aczi, beceriksizliği hatırlatıyor. insana ait olmaması gereken sıfatlar diyorum.
bakın, insana ait olmaması gereken iki özellik lafın arasına dalmış bile. sevgi dediğimiz o muamma da insana ait haslet olduğuna göre girizgah bağlamında sevgi, aczi-beceriksizliği dışlar diyebiliriz.
dolayımla sevgisizlik, becerisizlik, acizlik.
hani ütü kutusunda yazar ya, ısıtılınca pek temas etmeyin diye,sevgi nedir ve/ya ne değildir bana ait düşüncelerdir. genel ile ortak paydaları olacak mutlaka.
sevgi, kimyası belli olmayan bağlılık. demek severken ayrılık değil bağlılık, daima bağlılık başat. sevgi ne değildir, yani sevgisizlik, ayrılık; sevgi olmadan beraberlik olabilir, arkadaşlık. yanlış anlaşılmasın, arkadaşlık sevgisizlik manasını dışlar. arkadaşlıkta ki sevgi, aşktan farklıdır. demek ki arkadaşlıkta olmayan, ama sevgide olandır aşk. o halde diyebiliriz ki sevgi aşktır, sevgisizlik yani sevgi ne değildirin karşılığı, aşksızlık, ıssızlıktır.
nihayeten; sevgi, bağlılık, aşk.
sevgisizlik, aşksızlık, ıssızlık, ayrılık.
tersinden düşünerek; sevgi aşksızlık değildir, sevgi ayrılık değildir, sevgi ölmek değildir.