kıskanmanın boyutuna göre değişir. yersiz şüpheye kapılıp kıskançlık krizlerine girenlerin ki bir nevi hastalık.
seven kişi kıskanır. bunun özgüvenle yetersizlikle alakası yok. insan doğası gereği kıskanır. şimdi sizi seven bir kız olsa ya da eşiniz diyelim. sizede diğer kızlar iltifat etseler, gözleriyle süzüp kesseler ya da siz onlara masumca da olsa iltifat etseniz ne olur acaba.
güven denen şey de bir anlık gaflete bakar. mesela çok güvenilir yapmaz denen esnaf bir gün piyasayı tokatlayabilir. eşine yapmaz der konduramaz eşi nefsine uyar aldatabilir. duyup, görüyoruz bir kerelik aldattım nasıl olduğunu anlamadım eşimi çok seviyorum hala seviyorum diye itiraf edenleri.
kimisi de kendini yetersiz bularak yersiz kıskançlık yapıyor kendi şişman , güzel değil eşi onu seviyor aldatan bir tip de değil. ama kafada kurgular kurup kendine güveni olmayıp acaba diyenler de oluyor.
güvensizlik kıskançlık getirir. ama kime güvensizlik! önce kendine güvensizlik sonra sevdiğin insana. kıskançlık kötüdür ve gereksizdir. bir şeyin olmasın engellemeye de yetmez zaten.
seven kıskanır. makul ölçüde tabii. sevdiğini kıskanmanın öz güvensizlikle alakası yoktur. " o benim" diyebileceğiniz şeyi kıskanmak demek aslında sahiplenmek gibi bir şeydir. her şeyin abartısının zararlı olacağını unutmamak kaydıyla tabii.
Kıskançlık denilen duygu, Bazı safhaları hastalık
sayılsa da, insan doğasında mevcuttur,
Kimimiz bu duygu törpüleyip içimizde fırtınalar kopsa dahi karşısındakine renk vermeden yaşar,
kimisi de, özgüven veya karşısındaki kişiye güven eksikliği neticesinde, hem kendine hem karşısındaki kişiye hayatı çekilmez kılar.
dolayısıyla, hiç kıskanç değilim diyen kişi,
yalan söyler..