hadi gelin rus büyükelçi olayında bu durumun nasıl geliştiğine gelelim.
canlı yayın yapılan bir yer olsaydı bu çok fazla üzerinde durulamayacak bir durum olabilirdi. ama canlı yayın falan yok. çekimi yapanlar bunun içeriğinin kayda değer bulunup editörün yayına sokması sonucu medyada yer alabileceğini bilen insanlar.
peki bu saldırı anının en net görüntüsü sadece o kamera çekiminde iken neden bu görüntü servis ediliyor. daha doğrusu kim servis edebiliyor.
azıcık mantıklı düşünüp yorumlama yapacak olursak muhtemel bir polis operasyonu sonrası polisin el koyduğu bir görüntümüz var. aksini iddia etmek çok saçma olur.
polis bu görüntüye el koydu olarak düşünüyoruz. olay yeri inceleme bu görüntüyü incelemek ister ve inceler. ancak burada kim ve nasıl olduğu bilinmeden bu görüntü sızıyor.
bu sızıntı bir bakıyorsun ilk önce siyasi iktidara yakın hesaplar, yandaş kanalların haber siteleri veyahut sosyal medya hesaplarınca servis ediliyor.
sonra yayın yasağı falan.
arkadaş insan kendi ayağına neden sıkar ki? neden ben gibi işi gücü olmayıp böyle şeylerden komplo teorisi üreten kişilere malzeme verilir ki?
işine gelmeyen görüntü kayıtlarının sızmasını siyasi iktidar istemez. heralde bu konuda kimse aksini düşünmez. peki bu görüntü işine mi geliyor?
o zaman ben bu saldırının yapılış şeklini veya üstlenenin kim olduğunu bir kenara bırakıyorum ve şunu soruyorum:
vatandaşların kaos ortamı olduğunu görmesi mi isteniyor?
yayın yasağı denen şey konuluyor ancak kontrol altına alınmış olan medya kuruluşları yani yandaş medya bu görselleri kullanıp yorumlarını yapabiliyor.
daha evvel çok gizli ibareli ankara emniyetinden sızan ve pkk yayın organlarınca paylaşılan belgeler vardı. bu belgelerden neredeyse tamamı aynı emniyet müdürünün imzasını taşıyor.
bu kaçağı yapan kişiyi koca emniyet bulamıyor mu? veyahut bulunmaması konusunda bir çaba mı var?
sorma sebebim şu?
içeriği terör eylemlerinin yoğunlaştırılacağı ve metropollerde saldırıların olacağını açıklıyor.