bugün

(bkz: radar)
golü 50 metreden koklar.
-- spoiler --

henüz 19 yaşındaydım. çok gençtim,
deneyimsizdim.
ama genç takımdaki performansım sayesinde
bir anda
dikkatleri üzerime çektim. teknik direktör
gordon milne bjk a takımının kıbrıs kampı
kadrosunu açıkladığında dünyalar benim oldu.
kıbrıs'a gittik. otele yerleştik. tüm futbolcular
odasına çekildi. birazdan kapı çaldı. gelen
feyyaz abiydi. "sergen" dedi; "senin odandaki
tv iyi gösteriyor mu? bizdeki herhalde bozuk."
odamdaki tv'yi açtım. gayet net gösteriyordu.
bunun üzerine
feyyaz abi bir istekte bulundu: "sen tv'den
anlarsın. kafan
çalışır. şu bizim tv'ye de bir el atsana."
"hemen abi" dedim.
kabul ettim. ne de olsa kendimi
beğendirecektim, şirin gözükecektim. birlikte
odasına gittik. tv'nin başına kuruldum.
başladım düğmelerle oynamaya. oynadım,
oynadım. birazdan tv çok net göstermeye
başladı. feyyaz abi sevindi. beni kutladı:
"harikasın be sergen. vallahi zekan müthiş.
kafan çok çalışıyor." o sırada odaya takımdaki
diğer bazı futbolcular da geldi. hepsi de
becerimi görmüştü. işin ilginç tarafı hepsi de
aynı dertten müzdaripmiş: "ya sergen bizim
odaya da gelsene. bizim tv de bozuk." kıracak
değilim ya... sırayla odalarına gittim. biraz zor
oldu ama tüm tv'leri düzelttim. hepsi de çok
net göstermeye başladı. haliyle büyük övgüler
aldım: "helal olsun sergen! bir insan ancak bu
kadar becerikli olur." fakat o anda bir şey
dikkatimi çekti. beni kutlayan futbolcular aynı
zamanda kasıklarını tuta tuta gülüyordu. pek
anlayamamıştım ama... ben de mutluydum.
görevi tam yapmanın, takımdaki büyüklerimin
takdirini kazanmanın huzuru içindeydim. ama
aniden feyyaz abi ağzındaki baklayı çıkardı:
"sergen elinin değdiği tv'ler tabii ki cam gibi
gösterir. çünkü
senin kulakların çanak anten gibi." .. yıkıldım.
kahroldum. meğer odalardaki tv'ler bozuk filan
değilmiş. ayarını bilerek bozmuşlar..

-- spoiler --
görsel
Mantı gibidir.
reyting hamdi'nin bir dönemki komedi malzemesiydi.