serenad

entry108 galeri2 ses1
    8.
  1. şu an okuduğum zülfü livaneli romanı . bitirince detaylı bir şekilde bütün hatlarıyla sözlüğe yansıtacağım.
    1 ...
  2. 7.
  3. şuan okuduğum doğan kitaptan çıkan ve başladığım andan beri merakla nereye varacağını beklediğim akıcı yoğun günlere şifa ve dinlendirici kitap...
    4 ...
  4. 6.
  5. zülfü livaneli'nin roman türündeki yeni kitabının ismi. doğan kitap etiketi ile yakında kitapçılarda olacak.
    4 ...
  6. 5.
  7. celal sılay'a aittir.

    yarın sabah erken uyan
    Ben yıldızıma söyledim
    Işıklar serpecek üzerine
    Nur içinde uyanacaksın

    Ben ağaçlarıma söyledim
    Yarın sabah erken uyan
    Dağıt saçlarını silkin
    Dallar titreyecek, şaşacaksın.

    Yarın sabah erken uyan
    Ben göklerime söyledim
    Uzat ellerini fecre doğru
    Şafak sökecek, bakacaksın.

    Ben yerlerime söyledim
    Yarın sabah erken uyan
    Gözünün değdiği her yerde
    Çiçekler açacak, göreceksin
    1 ...
  8. 4.
  9. 3.
  10. bir pablo neruda şiiri..

    Tenimden daha çok benimsin. Aradığımda seni
    içimde, damarlarım boyunca, kanımda, gizemli
    dolaşımıyla ışığın dalları gibi bulurum seni,
    sanki kan gibi bulurum seni,
    sanki taş gibi ya da ağzımdaki lokma gibi.
    Usun, çılgınlığın ve giysilerin dışında dururum geç vakit.
    Karanlık ve ormanlardan eski bir ırka mensubum,
    fakat bir kuyuya eğildiğimde ve girdiğimde
    kendi bölgeme, yolda kör bir adam gibi
    duyumsarım kendimi, çitler bulamam adımlarıma,
    fakat gülünün büyüyüşünü bulurum meskenimde,
    derinimde büyüyüp durursun, sınırsızca
    kökeninde, parmak uçlarımı yakmadan
    dokunamam gözlerinin taçyapraklarına,
    endamının alevleri alazlanır susuzluğumda,
    yokluğunu oluşturur yüzünün yaprakları.
    Sorarım ;Kim o? Kim o? diye, sanki geceleyin
    geç saat birileri çalar gibi
    kapımı, fakat yokluğun ortasında
    yalnızca hava vardır,
    su, ağaçlar, sönmüş gündelik ateş vardır,
    sanki bir şey yoktur fakat gene de her şey vardır,
    hiçbir şey yoktur fakat bütün dünya tıklatır kapımı.
    işte böyle, adsız, hayat gibi belli belirsiz,
    filizlenen bulanık çamur ve bitkiler gibi
    uyanırsın bağrımda kapattığımda gözlerimi.
    Uzandığımda toprağa var olmaya gelirsin
    akan toz gibi, içimdeki varlığından büyüyen
    çıplak köklerin dolaşıklığını korur
    yatağında derinleşen ırmak,
    bana eşlik ettiğin gibi eşlik eder karanlıklarına,
    işte, burada, kan ya da buğday, toprak ya da ateş,
    yaşarız yapraklarını açıklayamayan basit bir bitki gibi.
    3 ...
  11. 2.
  12. Yeşil pencerenden bir gül at bana
    Işıklarla dolsun kalbimin içi.
    Geldim işte mevsim gibi kapına,
    Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.

    Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
    Ben aşkımla bahar getirdim sana.
    Tozlu yollardan geçtiğim uzak
    iklimden şarkılar getirdim sana.

    Şeffaf damlalarla titreyen ağır
    Goncanın altında bükülmüş her sak;
    Seninçin dallardan süzülen ıtır,
    Seninçin yasemin, karanfil, zambak...

    Bir kuş sesi gelir dudaklarından
    Gözlerin gönlümde açar nergisler,
    Düşen bin öpüştür yanaklarından
    Mor akasyalarla ürperen seher.

    Pencerenden bir gül attığın zaman
    Işıklarla dolacak kalbimin içi..
    Geçiyorum mevsim gibi kapından,
    Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.

    *
    7 ...
  13. 1.
  14. Kimdir bana gülümseyen yeşillik balkonundan
    Demek gecelerden sonra nihayet gün doğuyor.
    Bir gülüşündü gençliği döndürdü yolundan;
    Yanan şu alnım elinin gölgesiyle soğuyor.

    Güzelsin ya, ne olursan ol, girdin hikayeme;
    Çok değil evi barkı unutup sana uyduğum,
    Ancak sen tazelikte gül yaraşır pencereme;
    Uykusuz gecelerimde kokusunu duyduğum.

    Eğil bak suya, ordadır güzelliğin, gençliğin.
    Sen gel beni dinle, günlerimiz heba olmasın
    Yorgun başımı göğsünde emniyette bileyim;
    Artık taslarımız ayrı çeşmelerden dolmasın

    *
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük