bugün

Yorumlarını okuduğum, 1 hafta rafımda bekledikten sonra bugün başlayacağım kitap.
Livaneli'nin kesinlikle en iyi kitabı değildir. Ama okumaya değer, kitaplarım içinde en sevdiklerimden olduğu kesin.
Bu arada benim için en iyiler,
(bkz: engereğin gözündeki kamaşma) ve (bkz: Leyla nın evi).
Heüz okumadığım için yorum yapamayacağım kitap. Ama okuduklarım içinde en iyileri :

(bkz: leyla nın evi)
(bkz: engereğin gözündeki kamaşma)
şahane eser.
edebi anlamda basit, kurgusal yönden zayıf, bakış açısının kahramandan bir anda ilaha geçişleri amatörlük. ama yahudi soykırımı için, scurla için, mavi alay için daha başkaları için okunması gereken kitap. bilgisizliğimi yüzüme tokat gibi vurmuş kitap. kesinlikle yeni kapılar açacağından eminim araştırmacı kişiliklere. für nadia...
keşke hiç bitmeseden öte 1 Roman. ben sürekli bu kadar okuduğum yeter bu kadar acı ve gerçek yeter bana fazlası olmasın diye diye okumuştum.

bu arada struma gemisi.
görsel
Zülfü livaneli'nin en akıcı kitabı diye tanımlayabiliriz.Sonuna kadar heyecanlı ve vurucu bir final bekledimse de bunu yaşayamadım.
Bana göre kitabın özeti şudur;dünyada saf bir milletten olmak gibi bir olguyla artık kimse kendini yüceltmesin.Özellikle Anadolu gibi birçok medeniyetin kesiştiği bir merkezde bulunup geninizin başka ırklarla karışmaması mümkün görünmüyor.Her neyse.Atalarımız,insanlığımız,etnik kökenlerimiz ne olursa olsun yaşadığımız acılar ortak ve bizi biz yapan şeyler.
(bkz: struma olayı).
5 dakika sonra başlayacağım kidab. Hade bagalım.
geçen sene türk edebiyatı'nda dönem ödevi olarak okumak zorunda olduğum zülfü livaneli romanı.

tek beğendiğim nokta max'in gençliği ve şu an adını hatırlayamadığım o kadınla olan aşkıydı.

onun harici tam bir abartı kokan, vasat bir romandı. konstantiniyye oteli ve kardeşimin hikâyesi'ni de okumak istiyordum ama sadece bu sebepten vazgeçtim.
ıslıkla çalmayı en sevdiğim notalardan biri.

https://youtu.be/wXcYlZ_a0kU
Bir Ahmet Muhip Dıranas şiiridir. Şiir; ses ve anlam kaynaşmasından oluşan beş dörtlüğün, sevgiliye duyulan aşk teması etrafında birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Ölçü, uyak, redif, aliterasyon ve asonanslara; şiirdeki söz sanatlarına bakarak, şiirin estetik bir kaygıyla ve "her şeyden önce musiki" anlayışıyla yazıldığını söylemek mümkündür. Ahmet Muhip, bu şiirinde kendine özgü, imgeli; aynı zamanda da sade yalın ve anlaşılır bir dil kullanmıştır. Şiir, saf şiir anlayışını sürdüren şiir anlayışıyla yazılmıştır.
Zülfü livaneli'nin Alman-Amerikan bir şirket tarafından yayın haklarını alınmış romanı.

Çok yakında bir hollywood filmine konu olacağı açıklanmış.

https://twitter.com/Livan...status/846360180229115904
Okurken bir yandan insanı duygulandıran, içini cız ettiren, bir yandan da insanları hayallere sürükleyen, insanlara farklı pencereden bakabilmeyi, her insanın içinde yaşayan bambaşka bir "insan" olduğunu öğreten mükemmel bir roman. itiraf etmek gerekirse; bu kitabı okuduğum ya da okuyacağım dönemlerde kitap okumayı pek sevmeyen bir insandım, bir arkadaşın önerisiyle okumaya başladım, 2 saatte 200 sayfa okumuşum düşünün öyle akıcıydı.. Bana kitap okumayı sevdirdiği için de ayrı bir yeri var ben de.. Zülfü Livaneli, iyi ki varsın be..
tek kişilik koltukta, pencere önünde hiç kıpırdamadan başlanan ve bitirilen zülfü livaneli kitabı. zaman nasıl geçer anlaşılmaz okurken. hikayesi ayrı çeker, anlatım dili ayrı. ve kitabı kapattığınızda duvarla bakışırsınız belli bir süre. akılda şöyle bir alıntı bırakır "coğrafya kaderdir."
Kitabı şuan okumaya devam ediyorum. Gayet akıcı ancak yazar keşke kahramanı dul, kendini beğenmiş, bir o kadar da kezban kadın kahraman yerine daha hanımefendi bir hayal ürünü yaratsaydı daha iyi olurdu gibime geliyor.

--spoiler--
Beni eve at
--spoiler--
romanda akıcılığın önemli olduğunu kanıtlayan eserlerden biri. ilk başları oldukça sıkıcıyken, bir anda içerisine çekmeye başlıyor; sonra çıkabilene aşk olsun zaten.

hoş bu kadar akıcı olmasının en büyük sebeplerinden biri, edebi üslubun yeterince iyi kullanılmamış olması. kitap okuyormuş gibi hissetmekten ziyade arkadaşımla muhabbet ediyormuş gibi hissettim.

maya karakterinin de hiç temizlik yapmayan, yemek pişirmeyen, sürekli duştan çıkmayan, çocuğuyla bağ kurmamış mükemmel(!) anne rolü beni benden aldı.

--spoiler--
en sonda yer alan azrail muhabbetini de sevemedim pek. bu zamana kadar gerçek olaylara çokça yer verilmiş kitapta, gereksiz ayrıntı olmuş gibi geldi. laf olsun diye söylenmiş, metafor olsun diye yazılmış gibiydi.
--spoiler--
Muhip dıranas şiirinin bir kısmı.

(...)
iklimden şarkılar getirdim sana. 

şeffaf damlalarla titreyen ağır 
goncanın altında bükülmüş her sak; 
seninçin dallardan süzülen ıtır, 
seninçin yasemin, karanfil, zambak... 

bir kuş sesi gelir dudaklarından 
gözlerin gönlümde açar nergisler, 
düşen bin öpüştür yanaklarından 
mor akasyalarla ürperen seher. 

pencerenden bir gül attığın zaman 
ışıklarla dolacak kalbimin içi.. 
geçiyorum mevsim gibi kapından, 
gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.

görsel
https://youtu.be/RIx5emfekgw
Aşk insanına evrilmiş gibi hissettim. iğrenç.
Bugün, okumaya başlayacağım kitap. Zülfi livaneli'den.
pek duygusal bir insan olmamama rağmen kitabı okurken kitabın bazı kısımlarında olayların devamını okumaya cesaret edemediğim eserdir. insanda hüzün sevgi nefret gibi duyguları uyandıran kitap. okunmasını tavsiye ettiğim kitaptır.
bitirdikten, okumamın üzerinden zaman geçtikçe içimde çığ gibi büyüyen bir duygu bırakan kitap, bazen bütün bir geceyi bunları düşünerek geçiriyorum, deniz manzaralı penceremin dibinde. keşke daha erken okusaymışım. bir aşk romanı, bir tarih romanı hatta bir biyografi kitabı. 6 yıldır kitaplığımda duran ve hiç bu kadar etkileneceğimi tahmin etmediğim..

belki de etkilenmemin sebebi dedemin bir gemi faciasında can vermesidir. struma gibi..
Bu sabah bitirdiğim zülfü livaneli romanı.

Ülkenin ve dünya'nın yakın tarihi açısından güzel bilgiler verse de kitapta zayıf bir anlatım, biraz yapaylık ve gerçek dışılık mevcut. Kitabın sonlarına doğru biraz daha güçlü gelmeye başlasa da yine de genele göre yetersiz.

Özellikle ana karakterin karşı cinsten olması sebebiyle anlatımı daha gerçekçi kılmak için yapılan "kadınsı" betimlemelerin bazen gerçekten zorlama kaçtığı yerler var.

Ama bazı bölümlerde de kitap hayal gücüyle birleşince gerçekten güzel etkiler bırakmayı başardı. Özellikle duygusal öğelerin yoğun olduğu bölümlerde anlatılan duyguları hissettirdi.

Yine belirttiğim gibi yakın tarihe ait olayları konu edinmesi gerçekten güzel. Anlatılan olaylar hakkında daha önceden de bilgim vardı ama okuduğum sırada yine tekrardan araştırma yapma gereği hissettim.

Sonuca gelirsek kitap güzel evet ama ultra bir seviyede kitap olduğunu düşünmüyorum. Ancak okumanızı öneririm.
Her değişik bilgi okuduğunda girip gerçekliğini araştırmaya iten ve felaket gibi gerçeklerle dolu olan kitap. Aktı gitti. Bitirdim ama etkisinden hala çıkamadım. Hâlâ durup durup struma olayını ve diğer olayları okuyorum.

Tarihi maya olarak romanlastirip anlatmasıyla da Çok akıcı bir kitap olmuş.
Kitabın son sayfaları beni çok korkuttu açıkçası. Son iki sayfayı okuyamadım kalbim hızlı hızlı attı. Böyle son mu olur ya
edebî sığlıklar ve teknik hatalarla dolu zülfü livaneli kitabı.