Ben sana hep üşüyordum,
Çünkü kıştım.
Nakıştım, bakıştım.
inkar etmiyorum da bunu,
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.
Ve lütfen inkar etme;
Sana en çok ben yakıştım.
rafet el roman'ın çok ünlü şarkılarından biri. ayrıca benim çocukluğuma denk gelir. şarkı arasında geçen "düpa ri bauun düpa ri ba baun mghhh yeahh ve oooo an gelir deeee" kısmıyla "ananı avradını ne diyo lan bu" tepkisi verdiren bir şarkıydı.
bazen bu iki kelimeyi duymak da söylemek de acı verebilir insana. imkansız aşk diye bir şeyin gerçekten de var olduğunu anlarsınız. saçma sapan şeyleri hatıra olarak saklamaya başlarsınız bir noktadan sonra, acı vereceğini bile bile.
Seni seviyorum... evet yıllar yıllar önce söylendiğinde bir anlamı vardı ama neden? Duygular, düşünceler, istekler daha mı saftı veya her gördüğü kıza ya da erkeğe bu lafı demeyerek daha mı anlamlı, değerli kılıyordu bayağılaşma olmadan bilemem sadece bu söylendiği zaman eskide de olsa şimdi de olsa insan kendini önemli hisseder, değerli hisseder evet kıymet bilen biri var hayatımda der. Hepsi yalan söylensin söylenmesin önemi yok ki. Sen bu kadar aciz bir insanmısın ki sana sürekli söylensin hatırlansın. Tamamen egoları tatmin etmektir bu. Sana hal ve hareketleriyle kıymet bildiğini zaten gösteriyodur seven kişi yeri geldi mi söze vurmak elbet güzel ama aşırıya kaçmak saçmak. insanın bir yerde düşünmesi gerekir bana niye sürekli seni seviyorum der ki diye aslında olmayan bir şeyi yutturmaya mı çalışıyor diye. Garip... güzel bir sözün ardında aranan yalanlar.
sözleriyle beni benden alıp, darma duman edip geri getiren iclal aydın'ın seslendirdiği şirdir.
--spoiler--
Sana uzak kentlerden birinde Zamanın bir yerinde Seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi insan hergün anımsar mı aynı gözleri
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu Saçlarını izliyordum uzaktan Kulağının arkasına düşüşü ve burnun Herkesten başkaydı işte Güldüğün zaman yukarıya bakardın Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı Ne güzeldiler Sen bilmiyordun ben seni seviyordum Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu Geri dönüyordu çoğalarak Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi Herşeyi erteleyişim oluyordun Kalp ağrısı oluyordun Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyor Ve bazen, tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk Cesurduk Ufuk çizgisi maviydi, günbatımı hep turuncu Ve kırmızıydı bütün karanfiller
Ben seni seviyordum sen bilmiyordun Sevinçlerim oluyordun ara sıra Sen hiç bilmiyordun
Sonra herhangi biri oldun Bütün sevinçlerim bittikten sonra Yağmurlar yağdı serin haziran akşamları Derken birgün uzaktan gördüm seni Saçların bana inat başın herşeye meydan okuyarak işte yine aynı Kalbimi acıttın her zamanki gibi Değiştik sanıyordum. ve sen yine bilmiyordun
Şimdi bunları anlatsa sana birileri Kimbilir Yada boşver Bilme en iyisi
--spoiler--
Eşim :seni seviyorum
cevap: tamam canım akşama ne pişiriyim?
Eşim:eşşeksıpası yahnisi yap.
Cevap:oyy şaka yaptım seni seviyorummm mm.
işte böyle güzel anlamı kullandıkça değerlenen iki kelime.illa romantik bir ortamda olmasına gerek yoktur beklenmedik anda söylenen yukarıdaki gibi şaşırtır yıllar geçsede o an ne diyeceğinizi bilemezsiniz.Evet bitaneciğim o an ne yemek yapıcağım hiç umrumda değildi buda sana minik itirafım olsun.seni seviyorum.der kadın. . .
söylenmesi gerekli olmayan, canan tarafından söylenmesi makbul olan sözle anlatılması saçma,manasız soyut kavram, ancak eylemlerle hissettirilmesi içten ve gerçekçidir.