gerçekten içten hissedildiğinde bakışlardan ya da dokunuşlardan belli olduğu için söylenmesine bile gerek olmayan söz.
ama bazen içinizde sürekli mayalanan bir hamur gibi kabarır da kabarır, taşar içinizden. dayanamaz söylersiniz "seni seviyorum" diye.fısıltı halinde de çıksa içinizi rahatlatır.
hemen arkasından da sarılmak gerekir sevgiliye. gözleri kapatıp sadece onu hissetmek için. sadece bir kalbin yeteceği tek bir beden olmak için.
farklı manalara gelebilendir. bir kıza bile farklı manalarda söylenebilir. kıza farklı duygular beslediğini anlatmak için de söyleyebilirsin, onunla çıkmak istediğini belirtmek için de. hemen hoplamayın şimdi "e, ikisi aynı" diye. değil arkadaşım, bir kızdan hoşlanmak onunla çıkmak istemek demek değildir. en azından herkes için değildir işte. (bkz: yazar burada kendinden bahsetmiş) falan da değil. yok öyle bi' şey. bakın çevrenize doğru olduğunu görürsünüz bu kıyasımın. her neyse anneye söylenebilir, onu dünyalardan çok sevdiğini anlatmak için, keza babaya. ama başlığın amacı galiba kıza söylenen cinsi. type 2 misal. utana sıkıla söylersiniz bunu, bunun en büyük etmenlerinden biri, hissedilmese de öyle, size verilecek cevabı sizden önce kızın arkadaşlarının duymasıdır. iğrenç bir şeydir. böylesine iki kişiye özel bir şeyin cevabını neden onlar duymalıdır ki? bu olay kız sizi sevse de sevmese de böyledir, böyle de olacaktır. kızlar konseyi toplanacak, çocuğun cv'sine bakacak, çıktığı kızlardan kişilik analizini tamamlayacak, arkadaşları olan kızın ve oğlanın gen ve ten uyum oranlarını ölçecek ve resmi gazete'de karar çıkacaktır ki oğlan kişisi rg'yi okusa daha çabuk öğrenebilecektir bu cevabı. ama kişi, kızdan gelecek cevabı bekleyecektir. ve büyük ihtimalle tipi yerinde elenecektir. tipine bakmayan, veya daha sonraki öncelik olarak tipe bakan, kızlar genellikle azınlıktadır. ama bildiğin azınlıktadır. kızların önceliği yanlarında o çocuğun hoş durmasıdır. ne kültürü, ne bilgisi, ne konuşması, ne şusu ne de busudur. böyle boktan bir durumdur. çocuk alim de olsa yetmeyecektir tip yeterli değilse. zaten çok zeki veya kalburun üstündeki erkekler kendileri gibi bir kız bulamadıkları zaman elleriyle evlenmektedirler. sağ, sol fark etmez. o çatışma 80 öncesinde kaldı azizim. dediğim gibi kızlar kendilerinden çok şey bilen erkeğe evet diyemezler. parmaklarında oynatamadıktan sonra tip de yeterli değildir. demek ki irdeledikçe daha öncelikli şeyler çıkıyor karşımıza. kendinize kızların beğeneceği bir imaj yaptıktan sonra yapmanız gereken beyninizin bir kısmını hatta en iyi sonuç için tamamını aldırmanız veya aldırmış gibi davranmanızdır. ya da gidip kendi kültür düzeyinize göre, akıl mantak ahlak sisteminize göre bir kız araştırmaktır. ergen kişisi genellikle kızın sadece bacaklarına, göğüslerine ve bebek suratına odaklandığı için deri maskesinin altında neler saklandığından habersizdir ve önemsemez de zaten. ta ki kızın bazen ne kadar salak olabildiğini fark edene kadar. o kadar ki beyninin tamamını aldırmış veya öyle davranan erkek kişisinden bile salak olabilmektedir kızımız. bu oğlan bu kıza nasıl "seni seviyorum" diyebilmiştir? böyle ikilemlerde kalmamak için adam gibi seçin kolunuza takacağınız kızı. ha ben mi, ben seçtim ordan biliyorum.*
iyiden iyiye ayaklar altına düşen cümle. anlamını yitirdi yitirecek yani.
sevgiliye söylendiğinde "beni herkes seviyor" karşılığını aldığında bunu daha iyi anlıyosun.
söylemekten korkan hale geliyosun.
hiç kimseden duymadığım cümle. kimseye de söylemedim. sana aşığım filan dedim ama o da yüz yüze değil. zaten platonikti. bana pek bir beylik pek bir samimiyetsiz geliyor bu cümle.
