seni seviyorum

entry1844 galeri48 ses1
    500.
  1. hayatta yalnıza bir sevgiliye söylediyseniz, dünyadaki en anlamlı iki kelime. herkese söylüyorsanız, hele hele msn de sms te "seni sewiorm" "seni sefiom" gibi türevlerini de kullanıyorsanız anlamsızlığın doruklarına ulaşırsınız, aksi bir şekilde.
    3 ...
  2. 501.
  3. heyecandan ölmek üzereyim. bir kolum kanepenin üzerinde, oturuyorum. aslında o kol o'na sarılıyor ama ne o ne de kol bunun farkında. kanepe bu yüzden var. kadife bir sikimsonik kanepe ne işe yarar alkollü bir gecede ? bilmem. çok fazla işlevi olabilir normal şartlarda ama şehveti dizginleyip niyetimi kamuflaj etmeye yarıyor şu an..

    ona doğru yanaşmaya çokça hazır olsam da, o an nedense 'uslu çocuk' olasım tutuyor. ya tamam utanıyorum işte. bayadır flört etmiyorum. şarabı dikip göz teması kurduğumuz bir anda gözlerimi kaçırıyor, ayaklanıyorum. bir şey için kalkmış gibi yapıp cd'liğe yöneliyorum. kapaklarından çıkarılıp üstüste atılmış cd'ler var. 90'lı yılların başına ait bir cd buluyorum. golden oldies gibi bir şey yazıyor. o efsanevi şarkıyı görünce içimden 'işte bu' deyip 'bu nasıl ?' diye soruyorum o'na. tercihim gözlerini kamaştırıyor. hemen track'leri ilerletip bildiğim yoldan gidiyorum. üstü biraz çizilmiş cd'nin, cd çalar çalmaya diretiyor. ilişkimiz başlamış ve bilmem kaç aydır çıkıyor olsak bu cd için güzel bir seranad çeker, zılgıtı posiyon porsiyon yediririm ama şu an bunu yapmam imkansız. kalkıp yanıma geliyor. 'romantizmi siktin lan cd gibi' diyorum içimden. cd çaların başında iki kişi dikilip ambiyansın amına koymamak için kadehime şarap dolduruyorum önce yarısında olan kadehi dikip. neyse cd'yi çalıştırıp geliyor. the moody blues çalıyor. 'night in white satin' elbette..

    krizi de atlattıktan sonra hazırladığı meyvelerin imdadıma yetişmesini bekliyorum. ufak dilimlere böldüğü parçaları bıçakla beraber ağzına atıyor. bu tarz dikkatsiz hareketler oldum olası beni rahatsız eder. istemsizce 'aman bıçak dilini keser' diyorum. der demez pişman oluyorum. gülümsüyor, 'ehi ehi' diye. tatlı ama sevimsizce bir gülüş bu. irite edici yani. 'amıma koyayım' diyorum içimden. kendi ellerimle sıçıyorum yapacağımız 'tatlı aşk'ın içine. aslında ortlamanın üzerinde seyreden iyi bir adamım ama şu an tam bir umut sarıkaya karakterine evrilmiş durumdayım nedense..

    şarkıyı repeat'e almayı teklif edip hemen bu teklifimden vazgeçiyorum. heyecanımın ve her konudaki kararsızlığımın o da farkında. ama geceyi sikmeme izin vermiyecek bir süre daha görünen o ki. benimle iddialaşıp farklı bir öneri sunmak yerine yapıcı davranıp şarkıyı repeat'e alıyor. odanın köşesine doğru gidip ayaklı avizenin ışığını kısıyor. döndüğünde göz göze geliyoruz. tatlı tatlı gülümsüyor. bu arada o işlevsel şeyin adı ne halt bilmiyorum cidden. ayaklı avize güzel oldu bence..

    her neyse. ne diyordum ben ? ha, işte meyveler. ya ben aslında elinden meyve tabağını alıp fırlatmak istiyorum. meyve tabağı bumerang olsun, meyveler üzerinden farklı fizik kurallarına göre dağılsın; duvalara badana boya çeksinler istiyorum. hayalgücüm çok geniş.

    ha neden bunu istiyorum, manyak mıyım ? manyağım ama nedenlerim var. gözlerinin içi gülüyor çünkü o meyve yerken. çünkü onun gözlerinin içi gülerken ben hiçbir yere odaklanamıyorum. ne işim mi var bir şeylere odaklanmak da ? çok işim var abi. yoksa bu gecenin içine daha başından sıçardım ben. flört etmeye etmeye flört etmeyi unutmuş durumdayım. hâlâ unutamadığım biri varken karşıma o çıktı ve o'nu elimde tutmalıyım. her şey çok güzel, pürüzsüz olmalı. ama bu kadar mükemmelliyetçilikle işin içine origamik bir şekilde sıçıcam, bunu çok iyi biliyorum.

    ah ama olmuyor. eşek her yerde eşek işte. bütün frenlerime rağmen o sırf yanından uzaklaşmak için kurcaladığım vitrindeki lânet viskiyi öylesine açıyorum. viski de beni açıyor. ne gerek var be olm geceyi sikmeye ? sarhoş olunacak zaman mı ? evet öyle. şimdi sarhoş olmazsam ne zaman olacağım ? çok müsait bir an. hem heyecanı da alır. hem her şeyi yoluna da koyar. tamam, belki çoğu zaman dediğin doğru. ama bu sefer..

    sen uzun zamandır bu ânı istemiyor muydun ? he değil mi ? e derdin ne senin yahu ? silkelen kendine gel!!1

    saçmasalak bir dans daveti yapıyorum. ortaokul balosundan beri yapmadığım kadar salakça. hem danstan falan pek anlamam. filmlerden ne biliyorsam o. tabi ki yine tebessüm edip kırmıyor. gönlü var zaten bende. yani vardı sanırım. ya tabi ki de vardı, evinde ne işim var yoksa.

    neyse ya, dans ediyoruz biz işte. ahah, öyle salağımki. dans ederken kulağına fısıldıyorum. 'çok tatlısın'. bu aşamalara geri gelmeye gerek yok be olm. hadi o neyse, neden dil atıp, ısırıyorsun kızın kulağını ?

    yetmiyor. yetmiyor, boynundan delicesine öpmeye başlıyorum. boynu çok güzel. burnu da. burnundan öperken ben 'dur' diyor. duruyorum. arkasını dönüp kanepeye doğru yöneliyor. tüm riskleri göze alıyorum. o halının olmayan desenlerini incelerken durgun durgun, ben derin bir nefes alıp 'seni seviyorum' diye haykırıyorum. dağlar taşlar yerinden oynuyor. the moody blues'larla başlayan gece komşunun kapıya gelip 'polis çağırıcam' minvalli tehdidiyle bitiyor. evime dönüyorum. yalnızım. yine..

    salaklığıma doymuyorum. eski sevgilimin fotoğrafına bakıp beddua ediyorum. o duymuyor. ben bir daha ediyorum. elimde fotoğrafla uyuyakalıyorum.
    8 ...
  4. 502.
  5. aşıksan avazın çıktığı kadar bağırılası, boğazların yırtılsa bile haykırılası iki kelime. * *
    1 ...
  6. 503.
  7. dünyanın en yüzeysel cümlerinin başında gelen cümle.
    bu kadar haybeye kullanılan bi başka cümle yoktur kanımca.
    1 ...
  8. 504.
  9. kimine göre içinde bir hayatın anlamını taşıyan
    kimine göre ise basit
    iki kelime.
    1 ...
  10. 505.
  11. çoğu zaman duyduğunuzda varlığınızı heyecan sarar, arkanıza dönüp baktığınızda kanatlarınızın açıldığını görürsünüz. bazen de geç kalır bu küçük cümlecik, sahibinden gelmez bir türlü. onu beklerken çok yorulursunuz. sonra onsuz da olabildiğini düşünüp hayatınıza devam edersiniz ama bir gün tekrar karşılaştığınızda tüm yorgunluğunuzu, kalbinizin derin acılarını bir anda hissettirmesine rağmen onu hayatınızda görmek sizi mutlu eder ama; ona verilecek bir rol, yaşanacak bir hayat kalmamıştır sizde. çünkü o size geç kalmıştır.
    * *
    sonra belki bir nefeste çıkıverir sizden de tek bir kelime;ben de...
    3 ...
  12. 506.
  13. her halta alet edilen laftır. artık gerçekliğini yitirmiştir kısacası.
    1 ...
  14. 507.
  15. yılduz usmanova adlı şarkıcının yaşar la birlikte yaptığı düette (seni severdim) geçmiş zamana uyarladığı şarkıdır.hemen hemen bir çok parçada geçer oldu bu cümle.şarkıcıların şarkılarına isim bulamaması durumudur bence ve boku çıkmıştır.
    1 ...
  16. 508.
  17. özel bi anlam ifade etmesi gerekir fakat günümüzde ağıza sakız hale getirenleri bol miktarda mevcuttur.içten söyleniyorsa büyük mutluluk kaynağıdır.
    1 ...
  18. 509.
  19. Seni seviyorum demek ruhun ve bedenin bütün zerreleri zikre susamışken, söylenmezse ölmek demekti. Söylemem değildi mesele, söylemezsem ölmemdi. *
    1 ...
  20. 510.
  21. sık sık söylendiğinde anlamını yitiren cümle.
    1 ...
  22. 511.
  23. 512.
  24. dünyanın en büyük yalanı
    1 ...
  25. 513.
  26. eğer her gördüğünde kalbin çarpıyorsa, dudaklarına dudaklarını yapıştırmak istiyorsan, karşısında elin ayağın birbirine dolaşıyorsa, saçlarını koklayıp okşamak istiyorsan, oturakta otururken omzuna yaslanmak istiyorsan, deniz kenarında o üşüyünce sırtına kendi paltonu vermek istiyorsan, sırf onun için yapamayacağın hiç birşey olmadığını düşünüyorsan sen seviyorsun arkadaş!
    5 ...
  27. 514.
  28. Bu cümleyi artık taşıyamayacak kimse söylemesin yeter.
    * *
    3 ...
  29. 515.
  30. artık nasılsın diye sormak gibi olmuştur, basitleşmiştir. basitleştirenler utansındır.
    3 ...
  31. 516.
  32. seni seviyorum...
    beni sevdiğin için değil,
    ben istediğim için.
    4 ...
  33. 517.
  34. 518.
  35. kullanmayalı o kadar çok oldu ki sözlük.. solda görmesem aklıma gelmezdi, harbi o derece..
    3 ...
  36. 519.
  37. seni seviyorum ; söylenmemesi yaşatılması yada gösterilmesi gereken bir durum."seni seviyorum postacı amca" söylemesi çok kolay.ciddiye alınacak bir söz değil.icraat önemli.
    1 ...
  38. 520.
  39. duruma göre renk değiştirebilen, bazen anahtar, bazen silah olarak kullanılabilecek söz grubudur. etkilidir.

    romantik erkeğin, kız için tasarladığı sürprizin, hatasız ve eksiksiz tamamlanmasının ardından, kızda ki tebessümü yakaladığı an, gözlerinin içine bakarak, vakur bir sesle * söylediği zafer cümlesidir.

    ya da,

    maço erkeğin, yaptığı bir yamuk sonrası, kıza yamularak söylediği defans cümlesidir. sunum bir çiçek, şiir veya herhangi bir dantel durumla yapılırsa asla gol yenilmez. bilakis, kontradan gol bulma olasılığı vardır. gönül alınmıştır.
    2 ...
  40. 521.
  41. ağzımdan bir türlü çıkamayan iki kelime.
    söylemesi o kadar zor o kadar zor ki...
    hacmi büyük bir söz. gırtlaktan çıkışı zor.
    4 ...
  42. 522.
  43. yusuf taşkın'ın güzel şarkılarından biri *

    sen oldun, beni ben yapan sen oldun
    sen oldun, damarımda kan oldun
    can oldun, canan oldun
    özüm oldun, sözüm oldun

    senden gelen baş üstüne
    çekerim dert dert üstüne
    al götür, götür gittiğin yere
    al götür, al götür meçhullere
    vur da git, vur beni yüreğimden
    sorma hiç, seni çok seviyorum!!!
    1 ...
  44. 523.
  45. muhteşem bir tiyatro gösterisi öncesi iki yıldır aşık olduğunuz rol arkadaşınızın sahneye çıkarken size sımsıkı sarılıp bu iki kelimeyi söylemesi ve sonra dudağınızın kenarına bir öpücük kondurması dünyanın hiç bir güzelliğiyle değişilmezdir.
    2 ...
  46. 524.
  47. bazen o kadar çok seversin ki "seni seviyorum" yavan kalır.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük