Bir tebessüm ay ışığında, tek aydınlığım Bana her şeyi ama her şeyi bir kenara attırıyor
Gülüşünde.... gözlerinde, takılıp kalıyorum Sadece izleyip tadını çıkartma duygusu....Seni ne çok sevdiğim... Ne çok saçlarında asılı kalmayı ne Kollarında uyumayı ne Sana dokunmayı... Gözlerinde tutuklu kalmayı seviyorum... Seni sevmeyi seviyorum... Seni seviyorum... Seni seviyorum....
insansanız eğer, duymaktan alacağınız keyfin ve hazzın tarifinin olmayacağı en güzel söz. ya da ben android im bilmiyorum. ama bildiğim bir şey var ki o da, söylemekten korkmuyorum, duymaktan korktuğum kadar.
- Neden susmamı istiyorsun? Oysa benim sana söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. Yüreğimin ta içinden gelen iki kelime, dudaklarımın arasına hapsolmuş sanki. Oysa desem ki sana içimde ta en içimde yüreğim senin için atıyor. Sana dair herşeyi saklıyorum. Bir gülüşünü, akan gözyaşını, kendinden habersiz çıkagelen bir mimiğini.Desem ki ben seni seviyorum. Herşeyinle. Ne dersin bana? Zamansız, aniden düştün içime. Her geçen gün içimde daha büyüyorsun. Keşke sana bunları söylememe onun gelişi sebep olmasaydı. Ama sordu ya aranızdaki farkı. Onun cevabı içimdeki aşktı. Seni seviyorum. Seni seviyorum.
çekinilmeden, sürekli, sıkılmadan söylenmesi gereken sözdür, lakin insanlar bu sözü kendi bünyelerince abartır bir türlü söyleyemez. ne var lan sanki söyleyemeyecek. kimileri binbir dilde söylüyor.
gidişinle sensiz bi güne uyanacağım. gözlerinde gözlerimi göremeyeceğim. elini tutamayıp, teninin sıcaklığını hissedemeyeceğim.dudaklarımda o ekşi şeker tadı olmayacak. nefesin nefesime değmeyecek. içimde sana dair yeşerttiğim bütün ümitlerim benimle beraber solup gidecek. belki... diye başladığım bütün cümlelerim ikimiz gibi yarım kalacak. kulağına fısıldamak isteyip de söyleyemediğim tüm güzel kelimeler dilimin ucunda asılı kalacak. hayallerin hepsi yanıp kül olacak. içimdeki o çocuk ölecek.
söylenmesiyle yetinildiğinde pek de bir anlamı olmayan; asıl durumlarda ve hareketlerde
belli edilmesi gereken ifadedir. zira 'seni seviyorum' demek ve bu sözün arkasında durmamak çok sayıda insanın genel alışkanlığı haline gelmiştir.
eksik bir şey mi var hayatımda, gözlerim neden sık sık doluyor diye düşündüğünüz zamanlardan birinde, çayınız, sigaranız gibi hayatınıza bir kahraman girer bir anda. terlikleriyle bile gelmiş olsa size, sonunda aşkı bulmuşsunuzdur birbirinizde... ''seni seviyorum'' ilk kez onunla anlamlı olmuştur. hayata aynı pencereden bakabilen bir ruh ikizininzin olduğuna inanmışsınızdır. aynaya baktığınızda kendinizi değil onu görmeye başladığınızda anlamışsınızdır ki bir ekmeği bölüşüp, onunla sonsuza kadar aynı sabaha yanyana gözlerinizi açabilecek kadar çok sevmişsinizdir. derken hatalar, gitmeler, geri dönmeler.. öyle bir şeydir ki bu atsanız atamazsınız, satsanız satamazsınız... o öyle bir şeydir ki; varlığı bir dert, yokluğu ölümün diğer adıdır... ne onunla olmaktadır. ne de onsuz... ruhlar yorulur gitme vakti gelmiştir artık.
ama yine de ''seni seviyorum.'' cümlesini anlamlı kılacak tek kahraman o olacaktır. sonsuza kadar...
tanım: dört odalı kalbinizin her odasında ayak izlerini bırakmış kahramana içinizdeki aşkı anlatma cümlesi.
--spoiler--
Aşık Tolga der ki beynim değerlidir peynir ekmekle yemeye gelmez,
Bekarlık sultanlıktır Şirin bacım kralı da gelse beni enterese etmez,
Çok aşıkmış seviyormuş hadi ordan,bir bardak su iç üstünede pekmez,
Ferhat abiciğim sen evlenmişsin artık anlamayzsın bunları beynin yetmez.
--spoiler--
Seni benden almaya senin de gücün yetmez
Şu yaralı kalbime benim de sözüm geçmez
Anlamasan da beni, dinlemesen de olur
Başkasını sevemem saçmalama ne olur
Anılar kilitlemiş sana
Resimler delil gibi bana
Allahım da şahit buna
Gel içimden seni alsana
Kolaysa sen unutsana
Yazıklar olsun bana
Seviyorum, seviyorum seni çok