Herkes "ilk kendi yaşıyor"
sanmasa,
sevdalar da tükenirdi
masalları da...
sonsuza kadar
sürdüğü bilinsin diye mi nedir,
bittiği anlar ve ihanetler
yazılmıyor kitaplara.
Zümrüt-ü Anka kuşu da yalan aslında,
kendini külünden yarattığı da...
Ferhat'ın Şirin,
Aslı'nın Kerem için öldüğünü
kim gördü Allah aşkına?
"sonsuza kadar sürsün" diyorsan
"bu sevda",
o zaman sevgili
o zaman vuslat yaşanmaya!
Sana yazacak bir sen bırak bana!
öfkelerin orada kalsın!
kaçamaklar hanesinde değil ismin
anlasana!
ömrümün tam ortasına
kocaman harflerle yazmışım
SENi SEViYORUM...
SENi SEViYORUM...
"Herkese söylediğini
bana söyleme " diyorsun...
ama ne varsa sevdaya dair
bizden önce söylenmiş biliyorsun
bize düşen, aşkı yalansız yaşamak...
hadi uzatmada uzat ellerini,
seni seviyorum...
seni seviyorum...
seni seviyorum...
seni unutmak icin her seyi yaptim ben.
seni unutmaya calisirken kendimi unuttum,
baskasina mahkum ettim hayatimi,
herkese yalanlar söyledim,
ama seni seviyorum...
unuturum dedim,
unutacagim dedim,
unutmasamda alisacagim dedim,
ama seni seviyorum...
evet ,
seni gördügüm her an icimde bir seyler sizliyor,
canim yaniyor,
karma karisik oluyor aklim,
ama elimde degil...
seni her gün daha cok seviyorum...
Onuncu ayın onuncu günü saat on buçukta
yanmış mumum
Otuz beş yıl olmuş ihtiyar bir çocuktur güzel ruhum
Okulu asıp oyuna kaçar bıraksam hala
ama çok düştü, incindi, yoruldu; dinlenmeli kalbim
doğrusu
Sen doğum günü hediyem misin,
Siyelim ki hoşgeldin
Peki beni çok sevecek misin,
Yoksa sen de her düş gibi çabucak kırılıp dökülür müsün
Gözlerimden ?
Gel, tanışalım önce
Gen kısaca F.D
Ama sen bana uzun uzun 'seni seviyorum' de!
Ah, ne az duydum...ne kadar az söyledim
işte bu yüzden hiç durmadan 'seni seviyorum' de !
Şair çok iyimsermiş; yolun yarısına mı geldik ?
E, radyasyon neslindenim, biraz erken tükendim ( hepimiz gibi )
Bir yer bul otur önce ama yaralarıma dikkat et
Gülüşlerim wardır elbet
Önce gözyaşlarımı silmen gerekecek
Budur, zordur sevmek !
içimizden çok defa tekrarladığımız 6 hecelik, 2 kelimelik cümlecik. lakin her ne hikmetse zor gelir insanoğlunun diline. şu her yerde allame gibi şakıyan diline. zordur bunu söylemek. gereğini yapamamaktan korkar yürek. insanı insan yapan garipliklerden biri de budur belki. içine atmak, sineye çekmek. ürkek davranmak, içgüdülerin emrini yerine getirirken. hele hele aşkın metafiziği okunmuşsa büsbütün saçma gelir herşey. oturur gülersiniz. türün bekasına dair kurduğunuz düşler için...
(bkz: aşkın metafiziği)
"bütün bilinen edebiyata rağmen, benim seni sevmek için nedenlerim vardı.
bağlılıktan kaçarken, bilmediğim yataklarda ve yalan söyleyen ellerde geldiği gibi yaşarken, korkularımı yenmek için tutunacağım bir tutkun vardı. uğruna değişebilecek alışkanlıklarım en çokta..
sevgiyi arardık farklı yerlerde. kendi içimizde bölünmüşlüğümüzden kimseye bahsetmez, kendimizde görmezden gelirdik. ordandık ama onlardan değildik. bu küstahlığıda anlatamazdık. seni seviyordum bu yüzden.
anlıyordum, onca anlaşılmazlığın ardında.
basit ve soyuttu, dolaylı ve imalı, uzun ve tartışmalı.
geceler boyu oturup siyaset tartıştığımız, akp meselesi, ne olacak bu memleketin hali, varoluş, devamlılık ne bilinmez tutunmaz çelişkili teorilerle dolu sabahlara gülerdik. bence öyle değildi. bilmiyorum lan götsün sen bilirsin. arayayım mı. uykum geldi. kapayalım o zaman. günaydın. hayatın bizden almaya çalıştığı herşeyi zamanla yerine koyuyorduk. katlanarak büyüyordum.k.
bulamadığım bir kahramanın ilkiydin. öyle kalacaksın. hani gerçek değil miydi o zaman. ne alakası var. e öyle demiştin zamanında. uf anlamıyorsunki.
anladım biliyormusun? değişiyor gerçekler. değişiyor..
iki farklı insana aynı şeyleri demek mümkün. anlamları değişiyor çünkü.
iki olgun kadının çocuk olması, iki zıt erkeğin aynı olması mümkün.
herşey mümkün. düşünme yok artık. biliyorum.
seni seviyorum gerçekti söyledim her anda. çok da iyi nedenlerim vardı.
bugünde iyi bahanelerim. seni seviyorum ama istemiyorum anla. bende."
söyleyeni ve söylenileni yerle yeksan etme gücüne sahip, kuru topraga can verebilen, gök gürültülü ve sagnak yagışlı bir güneş parçası ki, ne yandıgını bilirsin, kül olana dek, ne de yaktıklarını görebilirsin.
türlü telafuzları vardır, sesi türlü şekillerde titreten, majörler, minörler...
söylemesen dag olur içinde,
söylesen ırmak,
birinde kaybolur,
birinde sürüklenirsin,
içine yalan sokamadıgın,
gözlerini sabit tutamadıgın,
dilinin ucunda çıban gibi, bir cümle..
kalırsa içinde, seni sokacak engerek
korkarak, itekleyerek, tekleyerek,
başını öne egerek,