olayın gerçekleştiği tarihte 18 yaşındaydım. annemin doğum gününü kutlamak için sabah programı olarak piknik, akşam programı olarak ise yemekli bi organizasyon ayarlamıştık. market alışverişi, kasap alışverişi derken koyulduk yola. ailenin cengaveri olarak tüm amele yükü tarafıma aitti. mangal için odun topluyor, odunları dalları küçük parçalara ayırıyordum falan işte. kız kardeşim sofra için anneme yardım ediyordu, babam ise evin reisi olarak mangal işini üstlenmişti. odun işi bittikten sonra babamın yanına kurdum sandalyemi cızırdayan etleri izlemek için. babamın etleri itinayla pişirdikten sonra en güzel parçaları zulada bi tabağa attığını fark ettim. ayıptır söylemesi pirzolaların en etlilerini ayırmıştı kenara. o dönemlerde boğazıma çok düşkün olduğum için bu durumu çok içerledim. hakeza babam da boğazına çok düşkün bir insan. "ohh paşam" dedim, "etin en güzel parçalarını ayırdın kendine"..
bana şöyle beş numaralı bi bakış attıktan sonra kulağıma eğilip sessizce;
sıkıca sarıl birkaç dakika hemen arkasından suratını ellerinin arasına al yanaklarını iyice sıkılayıp börek gibi kat yapıp beklemediği anda alt duduş al. konuşmaya gerek bile kalmaz.
tabi hemcinsiniz üzerinde uygulamayın. onlara direkt söyleyin yoksa bu şekilde dayaktan gebertirler..
seni seviyorum diye tek bir cümle demeden, sevginizi, onu önemsediğinizi davranışlarınızla göstermektir. en değişik ve en güzel yolu bence. sevginizi anlamaz ise de yol verin gitsin zaten.
Sevgiye direkt giden bir yol olan seni seviyorum demek varken neden dolambaçlı bir yolu seçeriz ki, neyse zafere giden her yolda mübahtır sonuçta dimi,keyfinize bakın ama önce sevdiğiniz varsa kıymetini bilin.
mesela ben, 2,5 yıl köpek gibi çalışmak suretiyle ona 4 katlı harabe binayı, işimden artakalan zamanlarda hergün birazbiiraz çalışmak suretiiyle adam ettim...
sonra da beni terketti !!
kıssadan hisse-çok fazla seni seviyorum demiyceksin. susuz bırakmıycaksın,ama çok da sulamayacaksın !!