bazen kendi diline o kadar yabancı olursun ki, türkiye'de yolunu kaybetmiş amerikalı gibi kalırsın öyle. ama en güzeli ne olacaksa olsun deyip söylemektir.
sadece gözlerinin içine bakmak bile kafi gelir bazen.
ayrıca da 'seni seviyorum' kalpten gelerek söylenmedikçe iki kelimeden öteye geçemeyecek olup; 'kalp' burdaki deme eyleminde kilit noktadır. (olmasa da olur diyenler için ise 2 kelime=13 harf (!) lakırdısından öteye gidemez.)
sevgiyi ifade etmeyi bile şekiller yolu ile gerçekleştirecek hale gelecek kadar şekilsel hayatlar sürmek ne kadar acı. insan neden sadece seni seviyorum demeyi beceremez ve bunu yaşamayı ve yaşatmayı diye düşünmek çok kaygı verici. evet herşey sözlerden ibaret değildir, ama şekillerden ibaret hiç değildir. içi boş bir kap nasıl değersizse içi eylemlerle doldurulamayan bir sevgiyi ifade şekli(!) o kadar değersizdir, sözlerin ihtivasını eylemler sağlar.
+şimdi bi çocuk senden çok hoşlansa sana çıkma teklif etse ne dersin?
-yürü git derim heralde.aşklara gönlümü kapadım ben kamil.
-niye sordun öyle biri mi var yoksa?
+yoo meraktan sordum sadece.
Eğer yabancı bir sevgiliniz varsa ve ona sevginizi belirtmek için ne kadar I love you derseniz diyin Seni Seviyorum demenin içtenliği ile söyleyemezsiniz.