zaman algısı diğer insanlardan farklı olan, 3 dk 5 dk gibi zamanların futboldaki önemini kavramamızı sağlayan, hatta bize bunu öğrettikten sonra yetinmeyip bi de bunu avrupaya öğreten fenerbahçenin tecrübeli futbolcusu..kendisi bu sene yine yedek beklerse aragones'e küfredilebilir.
öyle sanıyorum ki fenerbahçe muhabirleri ile içli dışlı olan futbolcu. dün akşam ntv spor haberlerinde fenerbahçe muhabiri, antrenman sahasının kapısında durmuş günü değerlendirmekteydi. bir süre sonra antrenman bitti ve arkadaki kapı açıldı, futbolcular çıkmaya başladılar. hepsi sağa sola dağıldı, kimi dışarıdaki taraftarlara imza falan verdi. sonra semih geldi dışardan, muhabirin yanında geçecekken geri döndü, canlı yayınmış falan takmadan onu hafiften ittirerek arkasından geçti, bu arada muhabir konuşmaya devam ediyor. yan taraftaki bir taraftara imza verdi, sonra döndü muhabire baktı, güldü pis pis, hatta parmak atacak sandım o derece pis baktı. muhabir de buna baktı, pıhhh yaptı hafiften konuşmasının arasında, az kalsın koyuyordu makarayı, sonra kendini topladı, bitirdi lafını.
öss'den aldığı puanla koca bir helal olsunu hak eden futbolcudur. demek ki futbol zekasının dışında pratik-analitik zekası da varmış. tabi bilinen futbolcu imajı ve zeka seviyesi düşünüldüğünde böylesi özel bir futbolcuya sahip olmak fenerbahçemiz için bir şans.
öss sınavından 288 puan almış * olan futbolcu. bu puanla marmara üniversitesi'nde bir bölüme girmek istiyormuş beden eğitimine girer. iyi futbolcu avrupa şampiyonasında başarılı oldu ligde gol kralı oldu filan ama sanki semih'in iyi bir iş bulsa şöyle sigortalı bir memurluk gibi futbolu bırakıp o işe gidecekmiş gibi bir tipi var o yüzden öğretmen olursa iyi olur sevdiği işi yapar.
çok iyi bir golcüdür. hakan şükür'ün yerini doldurabilir mi derseniz, form durumu ile alakalıdır derim. ama görünen şu ki, o yaşlarda ya da bir alt jenerasyonda bu kadar verimli olacak gibi duran başka bir futbolcumuz yok. üç büyükler yabancı forvetlere verdiler kendilerini, bu nedenle semih kendine çok iyi bakmak zorunda.
euro 2008'de hamit altıntop turnuva karmasına seçilen tek türk oyuncu olmuşken, semih şentürk de en bu turnuvada en çok dikkat çeken ve popülerliği en çok artan türk oyuncusu olarak değerlendirmiştir.
nöbetçi golcüdür. 90 dakika oynadığı maçta dahi son dakkalarda gol atmasıyla bu ününü perçinlemiştir. ayrıca hakan şükür' den bayrağı alan 24. ya 38. forvettir herhalde. o bayrağı devralmak maalesef o kadar kolay değildir.
hakan şükür'den bayrağı alan, türk futbolunun şu anki ve görünen o ki en az 5-6 yıllık bir sürecinin en iyi golcüsü. ah bir de birkaç maç üst üste 90 dakika oynasa da gösterse aleme nöbetçi golcü müdür, golcünün kralı mıdır..
zeki rıza sporel, lefter, metin oktay, tanju çolak, aykut kocaman, hakan şükür. unuttuklarım vardır mutlaka, çoğumuzun hatırladığı golcüler. hepsinin ortak özellikleri olan efendilik, golü koklama, son vuruş yeteneği, olması gerektiği yerde olmak semih te de mevcut. bence bu serinin en son versiyonu semih. önümüzdeki sezon da bu performansını sürdürürse artık onu genç semih attı, nöbetçi golcü yine görevini yaptı yerine kim attı kral attı sözleriyle duyabiliriz belki. *
milli takımın euro 2008'deki tartışmasız yıldızı, geri dönüşlerin başrol oyuncusu. adam her şartta gol atabilme kabiliyetine sahip ama fenerbahçe'de yedek oynuyor gitme ihtimali konuşuluyor sürekli diğer takım taraftarlarınca dalga geçiliyor genç semih diye. canını dişine takıp oynamayı çok iyi biliyor.
fenerbahçe'de iken attığı son dakika golleri ile antipatimi toplayan fakat milli takımda ki performansı ile ne kadar büyük bir futbolcu olduğunu kanıtlayan futbolcudur. fener'de gollerine devam etse de bundan sonra gözümde hep milli takımda ki semih olarak kalacaktır. bu futboluyla da çok daha iyi yerleri hak etmektedir. gönlümüz arsenal'e gitmesinden yana.
Bu eksiklikler futbolundan ziyade lobi, adam yağlama, abi ayakları çekme gibi eksikliklerdir. Onun yaptıklarını dahi yapamayan futbolcuların ondan çok daha yetenekli adledilmeleri bundandır. Bu takımın golcüsü sadece attığı gollerle değil verdiği mücadele ile Semih tir.
Bilimsel bir bakış açısı ile yaklaşacak olursak. Fatih Terim mucizesi denilen şey aslında Semih Şentürk ün oyuna girmesidir. (Çek maçı istisna) Tüm maçları gözünüzün önüne getirin ve Türkiye nin gol atmaya başladığı takımın ileri yüklendiği zamanlarda ileri uçta kimin olduğunu düşünün.
Almanya karşısında bu kadar başarılı gözükmemizin de sebebi yine odur. Defansa yaptığı baskı (adamların göbeğine geliyordu), topu arkadaşları gelene kadar ayağında tutabilme becerisi, arkadaşları hücum alanına geldiğinde boş adama (bu çok önemli, defanstan çıkarken özellikle Hakan Balta adam bulamayıp ya kaptırdı, ya da yanında rakip olan adama pas vererek kaptırılmasına neden oldu) başarılı şekilde aktarması, boş alan yaratması (kale önünde beleş beklemek yerine, kendini tutan defans oyuncusunu peşinden ceza sahası dışına taşıması) ve son vuruş tekniği.
Bu futbolcu takımda olduğu her an (çek maçı istisna ki, o maçta da kabahat onda değil) ileri yüklenen takım, en iyi özelliği olan hücum gücünü ortaya çıkardı. Bu sayede portekiz maçında yaptığımız gibi geriye yaslanıp rakibi beklemedik ve yerleşmiş defanslarına hücuma kalkarken topu kaptırıp kontra yemedik)
pardon kötü futbolcuymuş. Sözlüğümüz böyle düşünüyor. Neden böyle düşündüklerini de benim gibi mantıklı bir şekilde açıklarlarsa sevibnirim. yok öyle değil demekle olmaz bu işler. Karşıt fikir yürütün.
uğradığı haksızlıklarla çok üzmüş fenerbahçeli. maruz kaldığı eleştirilere, oyununu beğenmeyen, gollerini küçümseyenlere, mahkum edildiği yedek kulübesine inat çok güzel işler başarmıştır. gerek fenerbahçe gerek türkiye maçlarında yaptıklarıyla sevgimize ne kadar layık olduğunu kanıtlamış, sevmeyenlerini de çark etmeye zorlamıştır.
ayrıca fenerbahçeli olması, takdire şayan başarısı yanında o her attığı golden sonra yüzüğünü öperek gösterdiği eşine ve kızına bağlılığı ailesine acayip imrendirmektedir. çok mutlu, çok başarılı olsundur. çok seviyoruz kendisini.
