semih'in sıkıntısı chedjou... ikisi de aynı tip oyuncu; ikisi de stoper. semih'in yanına süpürücü bir adam lazım, ya da chedjou'nun yanına... ujfalusi sadece çok iyi bir oyuncu değildi; semih'i de tamamlıyordu. semih rakibi karşılarken ujfalusi arkayı kolluyordu. chedjou bunu yapamıyor, semih'e süpürme görevi veriliyor ama semih'te bu özellik yok. hatta genel olarak türk futbolcusunda bu özellik yok. bülent korkmaz gibi iyi stoperler yetiştirebiliyoruz ama süpürücülük ileri pozisyon bilgisi, futbol zekası gerektiriyor; bu bizde yok. bülent'i ancak popescu ile tamamlayınca sağlam bir defans hattımız olmuştu. bülent'in enerjisi, popescu'nun zekası... bu doğru bir harmandı.
geçen sene mancini'nin defansa transfer istemesi de bu nedenleydi muhtemelen. astori ve rhodolfo transferde adı çok geçen bu tip oyunculardı... hatta mancini biz beğenmesek de takımda altyapısı en sağlam oyuncu olan hakan balta'dan bu pozisyonda epey faydalanmıştı.
ayrıca beklerimiz de, orta sahamız da defansta çok kötüler. bu durum stoperleri de etkiliyor. tarık'ın temposu iyi ama nerede duracağı hakkında fikri yok, hamleli bir futbolcu da değil. telles'in temposu yetersiz, veysel in de kalitesi yetmiyor... tarık ve telles için gelecek adına umutluyum ama bu sene sabri'yi arar oluşumuz da sezon başında yola çıktığımız beklerden aradığımızı bulamamamızdan kaynaklanıyor. orta sahada melo tek başına... selçuk'un futbolu her maç daha da geri gidiyor. melo tek başına olunca onun da performansı düşüyor. orta sahaya genç dinamik birini monte etmemiz şart.
sonuç olarak semih'in performansı biraz da etrafındakilerden kaynaklanıyor. takım olarak kötü olduğumuz ortada. her zaman belli bir standardı olan muslera bile sıkıntıda. bütün takımı etkileyen bir düşüş var. eğer bireysel bir eksiklikten söz edeceksek, semih kendini pek çok yönde geliştirmiş bir futbolcu ama daha iyisini yapmak istiyorsa vücudunu geliştirmeli, daha da güçlenmeli. bunun dışında mesele takım olamamakta...
her futbolcu hata yapabilir. biz volkan'ın, selçuk'un, emenike'nin yaptığı hatalardan dolayı onlara kızıyoruz ama asla sağlıklarına zarar gelsin istemiyoruz. işte galatasaray taraftarı ile büyük fenerbahçe taraftarı arasındaki fark bu.
ilk kez izlediğimde soğukkanlı bir futbolcu olması gözüme çarpmıştı lakin ilereyen dönemlerde performansı baya düştü saçma hatalar yapar oldu. inşallah kendini toparlar efendi bir sporcu gibi duruyor.
aldığı parayı haram zıkkım eden bir taraftara iki kelimeyle en güzel cevabı vermiştir.
ulan sen kimsin ki aldığı parayı haram ediyosun? takımda her şey doğru gitmiş de, gelen geçenden 4 yememiz semih'in suçuymuş sanki. senin hakkın ne hem de takıma. kör olmayı bi saat tadabilseydi klavya başında öttürmezdi böyle.
ergenler bilmez sabri ilk piyasaya çıktığında besleme spor basını "hagi'nin veliahtı" diye başlıklar attıydı. uzun süre de öyle gitti. en sonunda ite kaka bir sağ bek yonttular bu arkadaştan. ama ne zaman kesilse ya da yönetimler mukavele yenilemekte isteksiz davransalar bütün avrupa devleri sabri'yi transfer etmek için kuyruğa girdiler (bkz: yersen).
basında ismi geçenlerden aklımda kalanlar;
fiorentina
a.s. roma
bologna
köln
glasgow rangers
celta vigo
valencia
werder bremen
everton
amerikan başkanı kenedi, ingiltere kraliçesi elizabet ve taçsız kral pele... bu sezon başında da sabri ile sözleşme yenilenesini fatih terim istedi, yönetim istemedi... bir anda trabzon sabri'ye talip başlıkları patladı. trabzon kulübü "yok öyle bir şey" diye açıklama yapmasına rağmen haberler sürdü. en sonunda yönetim fatih terim ve abdurrahim abisinin de ısrarıyla sabri'ye seneliği bir milyon euronun üzerinde bir mukavele yaptı.
bu sezonun sabrisi de bu çocuk. sahada ne seyrettiğini anlamayan denyo çok olduğundan şöyle anlatalım;
nemanja vidic ya da gerard pique ile karşılaştırın demiyorum. kasımpaşa'dan yalçın ayhan ile karşılaştırın ne demek istediğimi anlarsınız. bu şubat gibi şimdi burda övmekten çatlayanlar bu oyuncuya küfretmeye başlayacaklar.
alan paylaşımı yapamıyor, kademeden anladığı yanında oynayan daha nitelikli defans göbeğinin ensesini görmekten ibaret, hava toplarında zamanlaması zayıf, fizik olarak çelimsiz...
kendime not: işbu entariyi kolayca bulabileceğin bir yere al sonra çok işe yarayacak.
--spoiler--
27 eylül 2012 tarihinde bu sözlükte yazılmış entaridir. virgülüne dokunmadan alıntıladım... 2013'de patlar balonu diye tahmin etmişiz 2014'e dek dayanmış. onun da sebepleri var ama bu elemanın ayarı akhisar, konya, karabük gibi takımlara 2 transfer oradan da yol verilince ya başakşehirde erkekn emeklilik yada ptt 1. lig.
bugünkü oyunundan sonra küfredenlere de şunu demek lazım; bu çocuk formsuz değil, bu çocuk bu kadar... milli takımda 3 maçı tek başına kaybettirdi, galatasarayda avrupada çalınan düdükler bizim ligde çalınmadığından idare ediyor ama o da bir yere kadar...
bu arada belirtelim bu eleman bugün rakip dortmund'un 4 defans oyuncusunun toplamından daha fazla garanti para alıyor galatasaraydan... bunda bi terslik yok mu sizce?
dikkat çeken bir özelliği de kafayla karşıladığı topları çok uzağa gönderememesidir. Sadece Sokratis'in attığı gol değil, benzeri 5-6 poziyonuda topu en fazla 5-10 metre mesafeye gönderebilmiştir.
Ağırdır ve güçsüzdür. Immobile'nin rüzgarı ile bile düşmüştür.
Galatasaray'ın gurur dolu "4x4" serisini devam ettirmek için canına dişini takmış futbolcudur. Baktı 4mund atamıyor kendisi sahneye çıkmıştır. Alkışlıyoruz.
efendi adamdır delikanlıdır ona lafım yok da. kendisinin ülkenin en iyi defans oyuncusu olarak gösterilen ülkenin futbolundan medet umuyoruz biz de işte. en iyi defans oyuncusu buysa.
Ne kadar profesyonel bir oyuncu olduğunu attığı tek golle kanıtlayan g4l4t4s4r4y stoperidir.
Ayağına gelen topu şık bir topuk hareketiyle aglara süzmüştür. Başarılarının devamını diliyoruz sayın centilmen semih kaya.