iki sezon önce şampiyonlar ligi'nde oynayacakları düşünülen trabzonspor ve fenerbahçe'yi reddedip kümede zar zor kalmış olan galatasaray'ı tercih edince kendisiyle dalga geçenler vardı. şimdi bu iki takımdan biri uefa kupası, diğeri ligde kalma mücadelesi verirken selçuk; sırtında parçalı, kolunda kaptanlık pazubandıyla şampiyonlar ligi çeyrek finalinde santiago barnebau'da real madrid'e karşı şampiyonlar ligi yarı finali mücadelesi verecek.
anlıyorsunuz değil mi ?
bu geceki maçta küfretmediğim tek topçu. benim küfür etmemiş olmam onun harikulade oynadığı anlamına gelmiyor tabi ama yine de kötü oynayan galatasarayda sivrilen kişiydi.
bernabeu'ya kaptan olarak çıkan, kaptanlığı hakeden adamdır. lakin kaptanlığın verdiği kısmi "yetki"leri kullanmıyor, darılan gücenen olmasın diye. hata. futboldan anlamayan süpersonik imparatore de destek olmuyor. kısacası; eğer penaltıyı sen atmak istiyorsan, sen atarsın selçuk. duran topların tamamını sen kullanmak istiyorsan, sen kullanırsın. bunu yaz bir yerlere.
galatasaray geçen sene onun takımıydı, korner-frikik-duran top organizasyonlarının hepsinde o vardı.
şimdi ise sneijder-drogba ve yer yer riera ile galatasaray belki maçları kazanıyor olabilir, ama takımının en önemli parçasını küstürüyor. fenerbahçeliyim, ama bu adama üzülüyor insan. dün son dakikada frikik kullanıldığında herkes selçuk asar dedi, ama drogba'nın vuracağı o kadar belliydi ki - yazık oldu.
umarım fatih terim bu durumun farkına bir an önce varıp bir şeyler yapar.
türkiyenin en net ve en verimli oynayan orta saha oyuncusudur. fakat gelin görün ki karakterini hala kanıtlamamıştır.
tıpkı trabzondan gelirken yaptığı gibi seneye sözleşmesi biterken galatasarayı bedelsiz terk edebilir.
"Futbol bu kadar mı kötü oynanır! Hafta arasında bir haber: 'Selçuk inan, ünlü isimleri geçmiş, pas isabeti en yüksek adam olmuş.' Selçuk inan, Galatasaray'a değil istatistiklere oynuyor. Ben Fatih Terim'in yerinde olsam, Selçuk'u 18'e almam. Takıma değil istatistiğe oynayan adamdan hayır gelmez. Yüzde 77 ile oynuyormuş! Beni koysun, yüzde 100 ile oynarım.
Kaleciyle... Tabii... Kendi yarı sahamın ortasındayken, en yakın rakip öbür yarı sahadayken yani benden 20 metre uzaktayken ayağıma gelen her topu ben bir Galatasaraylıya atarım. Sağımdakine, solumdakine ya da arkamdakine... Kimse de müdahale etmez ve yüzde 100 ile oynarım. Böylece iniesta'ları da, Xavi'leri de geride bırakırım. 'Hıncal Uluç, dünyanın en iyi pas dağıtan adamı' diye tarihe geçerim. Böyle bir şey olur mu ya!..
Selçuk, Galatasaray'ın oyununu öldüren adam... Drogba, Galatasaray'ın 18'inin üzerinde dolanıyor. Top çıkarmaya gelmiyor zavallı, top almaya geliyor. Çünkü orada beklemekten anası ağlıyor! Selçuk Semih'e, Semih Gökhan'a, Gökhan Selçuk'a, Selçuk... 17-18 pas yapıyorlar santranın gerisinde kendi yarı sahalarında ve Rıdvan bu futbola 'iyi futbol' diyor! Çünkü Galatasaray böyle top çevirecek ki Fenerbahçe'nin hücuma katılmış olan Gökhan Gönül'ü, Fenerbahçe'nin hücuma katılmış olan Ziegler'i, Fenerbahçe'nin hücuma katılmış olan Egemen'i rahat rahat geri dönsünler, yerlerini alsınlar. 'Hey Selçuk! Artık topu bu tarafa atabilirsin. Biz yerimize geldik' desinler."
Zidane'ı küçüklüğümden beri zaten çok severdim, maestro'nun idolünün o olduğunu öğrenince daha da bir sevdim bu çocuğu. bilmiyorum ama tipi inanılmaz bir güven veriyor insana. arkadaşım olsa baya dertleşirim falan yani o şekil. kendisiyle ilgili konuşurken adını kullanarak değil 'maestro' diye hitap ediyorum. frikik deyince çoğu insan gibi benimde aklıma o geliyor. birkaç gün önce kendisini kankisiyle beraber görmüş bulunmaktayız. maestro diye atılmamak için tuttum kendimi. senin taktığın o kasketini sevsinler maestro.