...Kitaba başladığımda Baba;-nın resmi ziyaretler için kullandığı uçağındaydım.. Bir yerlere gidiliyordu..
Üstelik uçuşumuz bir gidiş bir dönüş değildi.. Program gereği oradan buraya, buradan oraya zıplamamız gerektiğinden yığınla uçuşumuz vardı.. Uçak koltukları da okumak için bire birdi..
iki yüz küsur yolcusu olan uçağın okumuş yazmış takımından pek çoğu benim gibi yapmıştı tercihini..
Okumaya çalışıyorum ama.. Ölüyorum zorlamaktan, satırlar bir türlü gitmiyor..
Ondan fazla deneğin elinde Orhan Pamuk;un kitabı vardı ve herkes aynı acıyı çekiyordu..
;Uçakta benden başka, okuduğu kitabı anlamaktan aciz başka biri daha var mı?; diye merak ettiğimden çevreyi sorgulamaya başladım..
Yakın çevremde kendi kendime bir soruşturma başlattım.. Kitabı sonuna kadar okuyan var mı diye..
Sonuç enteresandır..
Kitabın otuz sayfası, bilemedin kırk sayfası okunuyordu.. Ondan sonra da ;Çakmışım romanına..; denip bir yana atılıyordu..
Rekor Ankara;dan gazeteci bir arkadaşa aittir.. Orhan Pamuk romanından tam kırk sekiz sayfayı okumayı başarmıştı..
Hep birlikte ;Orhan Pamuk kitapları okunmaz, elde taşınarak teşhir edilir.. ; tezi üzerinde tartışıyorduk ki ...
masumiyet müzesi bu ayardan sonra belini doğrultamaz ben söyleyeyim, kilit vurulur o müzeye...
nobel'e göre orhan pamuk'u biz anlayamıyoruz, muhtemelen kendisi çağları aşmış bir düşüncedir...
diğer bir seçenek ise kendisi çağlar ilerlerken geri kalmış, ülkesinden nefret eden edebi olarak hiç bir şey vaad etmeyen bir kişiliktir. *
selahattin bey'de okuyamamış şahsın kitabını tıpkı benim gibi. tek tesellim kitabına para vermemiş olmamdır.
tarihi ayarlar içerisinde yer alacak bir ayar çalışmasıdır tebrik ediyoruz selahattin beyi.
orhan pamuk'u koruyan değil edebiyat dünyası hakkında bilgi veren bir yazıdır bu.
orhan pamuk bir yazardır.
altını çizerek söylüyorum, kendini edebiyat dünyasına kanıtlamış bir yazardır.
ilk kitabıyla ödül alarak edebiyat dünyasına girmiş, kara kitap'ta ise tamamen oturmuş bir güce sahip olmuştur.
bundan sonra iyi kötü ne yazarsa yazsın mevkisini koruyacaktır, yazar kalacaktır.
iyidir, kötüdür, okunabilir, okunamaz, isteyen istediğini söylesin.
her kim ki ayar vermeye çalışır, bu sadece kendi reklamını yapma çabasıdır.
türkiyenin sayılı roman eleştirmenleri bile olumsuz eleştiriler yapsa, ayar vermeye kalksa bile bu kitap da satar, gelecek kitaplar da.
edebiyat dünyasının gerçeği budur: bir kere kabul edildiniz mi, bir daha en kötü yazıyı yazsanız göze batmaz.
masturbasyon niteliğinde olup sadece kendini tatmin eden ayardır. orhan pamuk'un o malum sözlerini kabul etmek mümkün değil ama selahattin duman embesilse orhan pamuk ne yapsın? bu zat-ı muhterem fransız filmlerini sevenler için de entel görünmek adına fransız filmi izliyorlar anladıklarından değil demişti. ben de deli gibi kitap okuyan bir kitapçı abime sordum orhan pamuk'u: ''hiç okumadım ne dersin?'' dedim. ''çok iyi dedi mutlaka bir tanesini oku.'' dedi. ne yalan söyleyeyim ben de selahattin duman yazılarını okumam, okuyamam. vatandaki her köşe yazarını okurum bu adamın daha 3. cümlesinde gazeteyi parçalamak gelir içimden. bu durumda onun orhan pamuk için dedikleri, kendisi için de geçerlidir sanırım.