1177'de montgisard denen bölgede kendisininkinin 5te 1i kadar olan kudüs ordusundan tarihi bir hezimet alıp 20.000 kadar sarazenin cesedini arkasında bırakarak bölgeden "uzaklaştığı" az bilinir. Ayrıca fatimi kütüphanesini yıktırmıştır.
Selahattin Eyyübi , Kudüs haçlı işgali altında iken , senelerce yüzü gülmedi ve hep ağlayıp durdu. Bir gün hatip minberde gülmenin , tebessüm etmenin gereğinden bahsetti. Namazdan sonra , hatip yanından geçerken Selahhattin hatibin elinden tuttu ve ….
“ Hocam , zannederim sözlerinde benim kastettin. Fakat ALLAH aşkına söyle , Peygamber ‘in miraca çıktığı mescit , düşmanların elindeyken ben nasıl gülerim ?”
Zaten o büyük insan , Mescid-i Aksayı istirdat edip geri alıncaya kadar da hep bir çadırda kalmıştı. Böyle yaparken de; ALLAH’ın evi esir iken benim nasıl evim olur ki diyordu.