fakirlikle alakası yok apaçık orospu çocukluğudur. amerika'da da bir felaket olmuştu new orleans'ta. hatırlamışınızdır. amerika da mı türkiye kadar fakir? orda da aynı orospu çocuklarından vardı ve yağma yapıyorlardı. bush ilk gün emir çıkardı yağma yapanı görürseniz vurun diye. bir tane yağmacı kalmadı ortalıkta. depremden sonra iki bilezik için enkaz altında ölü kadının bileğini kesen aşağılıkların hiçbir bahanesi olamaz. tamam biz vur emri getiremeyiz ama en azından tut kolundan al nezarete at sok götüne jopu diyebiliriz. adam polisin gözü önünde yapıyor lan yağmayı. bu kadar da olmaz.
gerçek yağmacılar: özellikle büyük şehirlerde ihaleyi oldu bittiye getirip ihaleyi alan yanlı insan grubu.
yakın zamanda "allahın izniyle, hayırlısıyla şu sel suları bi çekilsin de" diyerek su üstüne çıkacak olan hükümet yandaşı miteahitler, peyzaj mimarları, çevre mühendisleri vb.
ulan bundan bile hükümeti suçlayıp yavşakça enrty giren yazarlardan farkı yoktur bunların. ulan 99 depremindede bunlar mı vardı. bu hükümeti sevip sevmemek değil problem, giripte çıkmayanı merak ediyorum, memleketin yarısına düşmansınız a.q
arjantinliye benzeyen insandır.her zaman bir örnek gösterilirdi,''bizim milletimiz arjantinliler gibi değildir'' diye.geçen yıllarda arjantinde yaşanılan yağma olaylarından sonra söylendi bu laf bir kaç söyleşi programında.ama artık hiç birşey eskisi gibi değil galiba artık bizde yavaş yavaş arjantinlilere benziyoruz yada benzetiliyoruz.köşeye sıkıştırılıyoruz artık.belki şimdi başka ülkede birileri biz türkler gibi yağma yapmayız diyenler vardır. (bkz: tehlikenin farkında mısın?)
şerefsizliktir. ayrıca çok düşündüren bir başka yağmada bir silah fabrikasını vuran suların getirdiği tüfekleri yağmalamaktır. neyseki polis hemen müdahale edip silahları topladı.
aklıma afrikada çekilen o meşhur resmi getirdi.
can çekişen iskelete dönmüş bir çocuk bedeni ve az ötede ölmesini bekleyen akbaba.
bazı fakirler vardır açtır ama gözü tok. çünkü değerleri vardır.
bazı varlıklı insanlar vardır gözü aç. manevi değerlerden yoksun.
yönetim suçlu diyelim çalan için.
peki düşünmeyen, güdülen, oyunu satan insanın hiç mi suçu yok.
aklını ve yüreğini kullanmayan insan sayısı arttıkça daha neleer görecek bu insan evladı.
bu gördüğümüz hiçbirşey değil.
kapitalizmin insanları vahşileştirmesine dayanan güzel bir örnek olarak değerlendirebileceğim olaydır.
insanlığın hissedilebilmesi için; insanca yaşamaya ve bilinçlenmeye gereksinim olduğu ve bu gereksinimin oluşan düzen içerisinde giderek ihtiyaca dönüştüğü gözler önüne serilmektedir.
karın tokluğunun haricinde başka hiç birşey vaad edilmeyen, ruhunu sonsuz bir açlığın esir aldığı, düşünülmeyen, sürekli daha ve daha fazla faydalanılan (çoğaltmak mümkün) insan, git gide düzene sızar. bu yaşanılan, yaşanılmaya hiç şüphe yokki devam edilecek olay bu sızma, empoze sonucunda oluşan vahşetin, kapitalizmin vaad ettiklerinin gerçekleştiğinin göstergesidir.
* genelde ünlü cenazelerinde elinde telefonla kameraya sırıtıp el sallayanın kuzeni,
* ölen insanın arkasından "iyi oldu şerefsize." diyenin oğlu,
* sadece tek bir ses için günlerce enkaz başında bekleyenler varken, depremi fırsat bilip ortalıktaki eşyaları kaçıranın kardeşi,
* son sürat arabasıyla gezerken ezdiği adamı öylece bırakıp yoluna devam edenin yeğeni,
* "çok kalabalıklar." diye sokak köpeklerini zehirleyenin halası,
* erkekliğini kadın döverek tatmin edenin komşusu,
* sinirlenince karşısındakinin anasına, bacısına küfretmeyi marifet sayanın amcası;