hesap makinesinden daha hızlı işlem yaptığını, bilgisayarlardan ve kodlamalardan iyi anladığını iddia eden, daha bu durumları doğrulayabilecek bir durumuyla karşılaşmadığım -fakat ileride bahsedeceğim efsanelerde bu özelliklerin yer almasıyla kısmen inandığım- hocadır da aynı zamanda.
kendisi, gençken türünün en iyi örneklerinden biri olmakla beraber, zirvedeyken bırakmamış, hata yapmıştır. (negzel iş valla, oh.)
zamanında kendisiyle ilgili kulaktan kulağa yayılan; "olm, adam on kaplan gücünde anlatıyomuş lan" , "abi herif resmen kitabı beyninin içine sokuyor, anlamaman mümkün değil" gibi efsaneler, zamanla, hocanın giderek artan dalgınlığı ve unutkanlığı nedeniyle inandırıcılığını yitirmektedir. öyle ki; hocanın şimdiki durumunu bir on sene öncenin mezununa anlattığınızda, "h.ssiktir lan ordan, selçuk hocam aslanlar gibidir benim, koçtur o koç." gibi tepkilerle karşılaşma olasılığınız büyüktür.
bunun yanında; güleryüzlü, sabırlı oluşu, öğrencileriyle iyi iletişim kurabilmesi, arada anlattığı, öğrencilerin motorlarının biraz olsun soğumasına fırsat verebilen hikayeleriyle, on kaplan olmasa da, 9.75 kaplan gücünde olduğu hala bilinmektedir. (bkz: sana puanım 9 kankam)
kendisi her ne kadar test olarak verdiği sınavda bazı soruların klasik olduğunu iddia edip, genç, körpe, garip öğrencilerin puanlarını çatır çatır yemiş olsa da; ders anlatımı bakımından geçmişten günümüze pek bir özelliğini yitirmemişliğiyle, bazı öğrenci kitleleri tarafından sevilmekte, dalgınlık ve unutkanlıkları, hocada bulunan tatlı nitelikler olarak görülmektedir.