reklam fragmanından anladığımız kadarıyla bu bölümde "tükendi nakdi ömrüm" adlı parçayı kullanacak. parça on numara bu arada:
"tükendi nakt-i ömrüm
dilde sermayem bir ah kaldı gülüm aman
sanırım derdimi lokmana gösterdim
dedi eyvah eyvah
bu derdin def'ine bir çare
hakiki bir ilah kaldı gülüm aman
ne kara günlerde beni halk etmiş mevlam
ne kötü günlerde benii doğurdun zavallı anam
tutuldu şems-i bahtım
gonca güllerim simsiyah kaldı gülüm aman
elimde bir keşkül
başımda bir küllah
o da bana sermaye kaldı aman
ölümüme sebebim sensin oy"
3-4 bölüm önce annesine börek alan sol görüşlü bir genci öldüren maskeli katilin son bölümde annesi komada olan dağ gibi ülkücü bir yiğidi yine arkadan vurarak öldürdüğü dizi. gerçekten hem güldüren, hem düşündüren hem de biraz ağlatan dizi olmuştur. aslında konular çok dar mekanlarda geçiyor ama yine de o dönemleri yaşayanları eskilere götürebiliyor bu dizi.
son bölümde pamuk şekerin nasıl yapıldığını dikkatlice izleyip yine de hiç bir şey anlamayanlar olmuştur elbette. önümüzdeki bölümlerde kurşun teknesiyle macun şekerci çıkar gelir yine bir çok kişi bu adam ne yapıyor diye baka kalır diye düşünüyorum. yeşil, sarı, kırmızı mor macun şekerci.
yine bu son bölümün finalindeki türkü gerçekten can alıcıydı. ülkücü kardeşimizin titreye titreye can verişi ister istemez gözümüzden yaş getirdi.
maaşallah bölüm 12 oldu tempo düşmedi çok güzeldi...
dizide çok ince espriler dönmekte. ahmet'in mecburen çiçekleri yere attıktan sonraki sahnede fehmi amcanın kapıönü replikleri ve devamı kopardı.
sadece misket değil gazoz kapağı bile oynardık yahu. pamukşeker hastası idik. bir de ergun plak gibi nasıl oluyor bu ya? şeklinde izlerdik. kalaycılar vardı, mahalle mahalle dolaşıp kapkacağı kalaylayan. onları da bir gösterseler.
mustafa reisin ölümü gerçekten üzdü. solcu ve ülkücü gençleri harcadılar, meydan badem bıyıklıların oldu. tükendi nakdi ömrüm
seksenlerin o karmasasına ragmen ne kadar huzurlu oldugunu anlatan dizi insanların o kadar büyük arzularının olmadıgı sadece kendine yettiği zamanların insanı mutlu ettiği dönemi anlatan dizi. bu ülkede ülkücü ve solun birbirine nasıl düsürüldüğünü anlatan ince mesajlar veren dizidir. en komik tarafıda sami ile şahindir.
çiğnenmiş ciklet gibidir eski sevgili... Seksenler. Trt nin yaptıgı komedi tarzında gülerken düşündüren harika bir dizi. Herşey seksenlere uygun, herşey doğal.
bu akşam ki bölümde ercan turguttan girdikleri dönemezsin şarkısıyla beni benden almış dizidir. ah ergun plak senin yerine ben çekiyorum aşk acısını izlerken.
ilki bakışta normal bir dizi gibi gözüken; ama yavaş yavaş insanın bünyesini saran dizidir. özellikle dümbüllü niyazi ve sular kesikken iki yüz elli üç kişilik turist kafilesi bekleyen pastacı sami diziye ayrı bir renk katıyor. hadi iki yüz ellisini anladım da üç'ü ne oluyor be birader.
gerçekten güzel, anlamlı ve geçmişimizi bize iyi anlatan öğreten yararlı dizilerden biridir. o kadar niyet etmeme rağmen bir türlü oturup tam bir bölümünü izleyemediğim dizidirde ayrıca.
--spoiler--
Ahmet : Gülden, sana bir soru soracağım. Adamın biri gelse, önüne içi para dolu bir çanta koysa mesela, sonra adam deseki içi para dolu çanta mı , yoksa aşkım mı ? ve deseki ikisinden bir olmayacak eğer olursa. Ya aşkım yada para. Hangisini seçerdin ?
Gülden : Eeee bilemedim ki
Ahmet : Benimki de soru işte, yoksa Gülden hanımın cevabı belli
Gülden : 1 Dakika ama bir soru sordun cevabını bekle bari.
Ahmet : Bu sorunun cevabı beklenmez Gülden. Bu soruya ya bir saniye içinde cevap verilir yada ömür boyunca cevap aranır.
--spoiler--
--spoiler--
Çağatay : Bir kaç kelimede almancada öğrendim.
Şahin : Zuper işte.
Çağatay : Zuper, wunderbach, ein zwei drei, nein , ja, nedeennn.
Şahin : Was? Nedeenn Almanca değil ki pöfff sana.
--spoiler--
facebook'taki ergun plak sayfasıyla da hayranlığımı bir daha kazanmış güzel bir trt dizisidir.
şahin ile birlikte daha çok güldürmeye başlamıştır.
"icat çıkartmayın başıma" repliğiyle babamı bile güldürmüştür. *
soundtrackleri de on numaradır. *