insan testi olarak kullanılabir aynı zamanda. bunu izletip kırmızılı kız sekansında ağlamayan insanı direkt hayatımızdan atabiliriz mesela. eskimo propagandası yapsa bile tadına doyulmayan film.
filmin giriş bölümü sanki biraz fazla uzun tutulmuş, asıl olaya girmesi uzun sürüyor. ama tek söylenecek şey "oturun izleyin"dir. başka türlü anlatılmaz bu film. öyle sahneler vardır ki sanki sizin sevdiklerinize yapılıyormuş gibi içinizde parçalar kopar...
filmde sadece iki tane renkli sahne vardır. biri mum ışığı olan sahne diğeri ise kırmızı paltolu kız çocuğu olan sahne. filmi daha da etkili yapan kesinlikle siyah-beyaz oluşudur. ödül manyağı olmuş steven spielberg'in harikalar yarattığı film.
Kesinlikle çok güzel bir film ancak düşünmek lazım mesela aynı bu kalitede Srebrenitsa katliamı anlatılsaydı acaba bu kadar çok beğenilirmiydi yada imdbde bu kadar yüksek puan alır mıydı ?
Cevabı hepimiz biliyoruz nedeninide hepimiz biliyoruz. Ha böyle dedim diye filmi eleştirmiyorum yanlış anlaşılmasın.
bazı liseli yazarların hukuk fakültesine yeni başlamış heyecanlı öğrenciler dışında pek bileni izleyeni yok diye bahsettiği halbuki bilmeyene pek sık rastlanmayan kırmızılı kızlı film.
o ufak kırmızılı kızın ortalıkta boş boş dolanıp bir eve girip yatağın altına saklanmasıyla salya sümük olduğum,benim fındık burunlu kardeşime benzediği için onlarca kat sümüğe belendiğim sahneyi barındıran mükemmel bir baş yapıttır.
--spoiler--
kampta hırsızlık yapılmıstır (tavuk hırsızı)..
kamp komutanı bi grubu sorguya ceker acık alanda
kim hırsız diye sorar
ses yok
hemen orda bir infaz...
ardından ağlak bi cocuk one cıkar
komutan :senmisin hırsız?
cocuk:hayır
komutan:kimin yaptıgını mı biliyorsun?
cocuk:evet
komutan:kim?
cocuk:"o"(yerde demin infaz edilen adamı gostermektedir(sahne biter ve ben hala o cocuğa naptı komutan merak etmekteyım))
Çok iyi sahneydi.
--spoiler--
yahudilerin ekmek gibi kızartıldığını gördüğü vakit, onları kurtarmak adına fabrikaların da çalıştırıp para kazanan bir iş adamının hikayesini anlatan bol acıklı film. tabi ne kadar doğruysa..
kırmızı montlu kızın öldüğü sahneyi gördükten sonra hep birlikte ağlamamıza sebep olan filmdir.
Kadınlar solgun görünmemek için ellerine iğne batırıp o kanları yanaklarına sürdükleri, çaresizliğin çok net bir şekilde anlatıldığı harika bir filmdir.
197 dakikalık görsel şölen. kalkmadan bi' 197 daha izlenirdi.
filmin en son sahnesinde liam neeson'ın gerçek schindler'in mezarı başında elindeki gülle dua ettiği sahne her şeye bedeldir.
ağlatır.
şu sıralar, bu filmi zamanında izleyip yahudiler için üzülmemden mütevellit utanmalı mıyım, diye düşünmekteyim. ancak ne olursa olsun holocaust'u mazur göremiyorum.