scent of a woman

entry151 galeri19
    51.
  1. al pacino nun film içindeki tepkilerini hala dilimden düşürmediğimden, unutulmazlar arasında yerini almış filmdir. Filmdeki uçak ve john daniels repliği üzerine konuşulacak çok şey vardır.*
    0 ...
  2. 52.
  3. filmden aldığım mesaj şudur;

    "ayakların dolansa bile dans etmeye devam et."

    filmden anladığım şudur;

    al pacino kral oyuncudur.
    3 ...
  4. 53.
  5. 54.
  6. Kör bir adamın da karizma olabileceğinin kanıtı olan film. O tango sahnesine kim olsa hayran kalır.
    1 ...
  7. 55.
  8. aaahhh ahh...bir kez daha izledim ve bir kez daha hayran kaldim bu filme...al pacino hakkinda ne kadar övgü yazsam yetmez. insan gözyaslari icinde kaliyor. filmin basindaki tanisma sahnesinden en sonundaki "pacino tirad"ina kadar...

    yeah...

    "some people live a lifetime in a minute"...
    2 ...
  9. 56.
  10. al pacino abimizin tango sahnesiyle oscar heykelciği aldığı film. kendisine scarface le zaten hayran kaldığımız sevgili al bu filmdeki oyunculuğuyla tekrardan takdirlerimi toplamıştır. kör bir adamın yapmak istediği son şeyleri bir bir gerçekleştirdiği bu film, hoştur, izlenesidir.
    1 ...
  11. 57.
  12. --spoiler--

    newyork'ta bir şükran günü haftası albay frank slade (al pacino) iyi bir haftasonu geçirmek için şehirdedir: güzel yemekler, güzel kadınlar, şoförlü bir limuzin ve waldorf-astoria'da bir suit. genç charlie simms (chris o'donnell) ise eğitimine devam etmek için bir şeyler yapmalıdır. slade görme özürlüdür ve çok çabuk öfkelenen bir karakteri vardır. new york'ta zaman zaman isterik bir maceraya dönüşen birliktelikleri onları aslında sonsuza kadar

    --spoiler--

    al pacino oscar ı sonuna kadar hakettiği film.
    0 ...
  13. 58.
  14. tango sahnesindeki muhtesem parca (bkz: itzhak perlman) performansidir

    (bkz: por una cabeza)
    0 ...
  15. 59.
  16. tango sahnesine bayıldığım etkileyici bir film.
    0 ...
  17. 60.
  18. --spoiler--
    tango sahnesi elbet güzel olan filmdir ancak vurucu sahnesi charlie'yi disiplin kuruluna karşı savunduğu sahnedir. orada militarizmin içindeki anarşizmi göstermiştir bize adeta... charlie'yi evladı gibi müdafa etmiş ve ona karşı olan alayının .mına koymuştur laflarıyla.
    belirtmeden geçemeyeceğim, george, sen bir ibnesin ve sana laflar hazırladım. evet.
    --spoiler--
    3 ...
  19. 61.
  20. al pacino nun kusursuz oyunculuğuyla baş döndürdüğü film.
    karakter betimlemesi o kadar mükemmel ki, duygusal bi sahne olmadığı zaman bile göz yaşartıyor.
    1 ...
  21. 62.
  22. içinde sinema tarihinin en iyi 10 dans sahnesinden birini barındıran film.
    0 ...
  23. 63.
  24. --spoiler--
    al paçino nun ferrari kullandığı sahnede hem kör taklidi yapıp, hem kör olduğunu polisten sakladığı sahne tam bir oyunculuk dehasıdır.

    tango sahnesi tartışılmaz tüyleri diken diken eder.seçilen oyuncu da daha fazla yakışamazdı tangoya.

    acınan o kör adam filmin sonunda bir kahramana dönüşürken, içten içe gururlandırıyor insanı.ulan diyorsun adamın heryeri görüyor gözleri görmese de olur.

    baba ve oğulun aynı isme sahip olduğunu tahmin etmesi atlanmayacak bir ayrıntı.

    hangi birini sayayım, mis gibi güzelim bir film, oyunculuk, müzik.

    (bkz: true lies)

    (bkz: al pacino)

    ayrıca filmden sonra tango dersi almayı istemek kaçınılmaz gibi bişi.
    --spoiler--
    2 ...
  25. 64.
  26. Filmde bir çok unutulmaz sahne ve replik vardır fakat beni en çok etkileyen replikte Al Paçino der ki

    "benimle aynı fikirde olmamak gibi bir lükse sahip değilsin evlat, benim dolu bir 45'liğim seninse sadece sivilcelerin var..."
    0 ...
  27. 65.
  28. Herkesin hayran olduğu sahnelere ekleme yapmak istediğimdir.

    Al Pacino'nun son bölümde, o muhteşem savunma konuşmasının hemen arkasından gelen öğretmen hanımla olan sohbeti, hanımefendiyi kendine hayran bırakışı çok gerçektir.
    Çünkü emin olun bizler de aynı sahnede Frank Slade'e hayran olmuşuzdur ekrana bakarken. o elektrik 18 sene sonra bize geçti kilometre ötelerden, garibim hocanım ne etsin?

    Al Pacino, sen başka bir şeysin..
    1 ...
  29. 66.
  30. son derece güzel izlenesi al pacino filmi. filmin sonunda ki savunma konuşması olağanüstüdür.
    0 ...
  31. 67.
  32. al pacino nun filmdeki tango sahnesi için 2 sene çalıştığı rivayet edilmektedir.
    1 ...
  33. 68.
  34. al pacino ya oscar heykelciğini getiren, güzel bir hikayeye sahip ve fakat bundan öte al pacino nun tango sahnesiyle büyüleyen şahane film.
    0 ...
  35. 69.
  36. al pacino fazla iyi oynamış. o kadar iyi oynamış ki senaryonun, müziklerin, hikayenin ve diğer oyuncuların önüne geçmiş.
    1 ...
  37. 70.
  38. --spoiler--
    Devir dostuna ihanet etme devri...Karını aldatma devri..Anneni sadece Anneler Günü'nde arama devri. Charlie , her şey boktan.
    --spoiler--
    1 ...
  39. 71.
  40. öncelikle: http://fizy.com/#s/16oc04

    ve uyarı: alıntıladığım sözler ingilizce olduğundan bu dile vâkıf olmayan kimselerden özür diliyorum. yine bir sanat olarak gördüğüm çeviriye ben vâkıf olmadığımdan bu konuda saygı duyduğum tümcelere el sürmeye çekiniyorum. affınıza sığınıyorum.

    bu filmdeki diyaloglar, al pacino'nun kendine has oyuculuğuyla(hele o huu-ağ! tepkisi, hah-hah gülüşüyle) oynadığı o karakter, seçilmiş konu ve sunulan dinleti..bir bütün olarak insanı içine doluyor, bir erkeğin kadına olabilecek hayranlığını en güzel biçimde anlatıyor. nasıl desem ki her sahnesinden pay çıkarılabilecek kadar anlam dolu. tıka basa. güzel, güzel. sadece diyaloglarından birkaç tanesini paylaşmak istiyorum:-hatta sadece yarbayın söyledikleri, bir nevi monolog-
    --spoiler--
    (genç yardımcımız, yarbayı intihar etmekten vazgeçirdikten sonra konuşurlarken)

    Just the thought
    that maybe one day, I'd --
    I could have a woman's arms
    wrapped around me...

    and her legs
    wrapped around me.

    That I could wake up in the morning
    and she'd still be there.

    Smell of her.

    All funky and warm.
    --spoiler--

    özlem.

    --spoiler--
    Women! What can you say? Who made 'em? God must have been a fuckin' genius. The hair... They say the hair is everything, you know. Have you ever buried your nose in a mountain of curls... just wanted to go to sleep forever? Or lips... and when they touched, yours were like... that first swallow of wine... after you just crossed the desert. Tits. Hoo-ah! Big ones, little ones, nipples staring right out at ya, like secret searchlights. Mmm. Legs. I don't care if they're Greek columns... or secondhand Steinways. What's between 'em... passport to heaven. I need a drink. Yes, Mr Sims, there's only two syllables in this whole wide world worth hearing: pussy. Hah! Are you listenin' to me, son? I'm givin' ya pearls here.
    --spoiler--

    yine özlem. arzu. hayranlık.

    --spoiler--
    Lt. Col. Frank Slade: [Randy brings Frank a glass of whiskey] Thank you Randy. You still with Snowqueen Sugar?
    Randy: Snowflake. How come you always get that wrong?
    Lt. Col. Frank Slade: Because it's not important for me to get it right.
    --spoiler--

    burada insanların sabit ve basit bir yaşayışa razı olmalarına bir dokundurma yaptığını ve yine, insanların aslında sahip oldukları doğal bencilliğin açıksözlülükle dile getirildiğini söyleyebiliriz.

    --spoiler--
    Lt. Col. Frank Slade: Are you blind? Are you blind?
    Charlie Simms: Of course not.
    Lt. Col. Frank Slade: Then why do you keep grabbing my goddamn arm? I take your arm.
    Charlie Simms: I'm sorry.
    Lt. Col. Frank Slade: Don't be sorry. How would you know? You've been watching MTV all your life.
    --spoiler--

    amerikan aile yapısına, toplumsal bozulmaya; kültürel, geleneksel, ahlakî değerlerin eksikliğiyle yetişen nesillere ve zoraki mankafa bireylerin yetişmesine bir göndermede bulunduğunu görmek için fazla kasmaya gerek yok. -ben kasarım bana bakmayın-

    --spoiler--
    Lt. Col. Frank Slade: [shouting] I'm in the dark, here!
    --spoiler--

    insanın kanına dokunuyor... (bkz: 3 aralık dünya engelliler günü)

    --spoiler--
    Lt. Col. Frank Slade: [Frank plans to kill himself and Charlie as well but hesitates] You don't wanna die.
    Charlie Simms: Neither do you.
    Lt. Col. Frank Slade: Give me one good reason not to.
    Charlie Simms: I'll give you two. You can dance the tango and drive a Ferrari better than anyone I've ever seen.
    Lt. Col. Frank Slade: You never seen anyone do either.
    --spoiler--

    intiharlar yardıma muhtaç olmaktan doğar. ve birer yardım çağrısıdır esasında her bir intihar girişimi. burada yarbayın plânında engellenmek olmadığını biliyoruz, ama plânı işlemediğinden ve engellenmesi sırasında yardıma muhtaç olduğunu hissedebiliriz.

    --spoiler--
    Lt. Col. Frank Slade: Haven't you heard? Conscience is dead.
    Charlie Simms: No, I haven't heard.
    Lt. Col. Frank Slade: Well, then, take the fuckin' wax outta your ears! Grow up! It's fuck your buddy, cheat on your wife, call your mother on Mother's Day! Charlie, it's all shit.
    --spoiler--

    7 milyar insan...ne bekliyorsun ki?

    --spoiler--
    Lt. Col. Frank Slade: Then, I'm going to lie down on my big beautiful bed, and blow my brains out.
    Charlie Simms: Did I hear you right, colonel? You said you're going to kill yourself?
    Lt. Col. Frank Slade: No. I said I'm going to blow my brains out.
    --spoiler--
    *
    --spoiler--
    Lt. Col. Frank Slade: [Lt. Col. Frank Slade is speaking in defense of Charlie Simms at meeting at the Baird School] Now I have come to the cross-roads in my life. I always knew what the right path was. Without exception, I knew, but I never took it. You know why? It was too damn hard. Now here's Charlie. He's come to the cross-roads. He has chosen a path. It's the right path. It's a path made of principle that leads to character. Let him continue on his journey.
    --spoiler--

    doğru yolu bilmek ama seçmemek. zahmetli olduğu için...bazı insanlar azimsiz doğar ya da yetişir.

    --spoiler--
    (şükran yemeğine gittiği abisinin evinden çıkardığı kavga sonrasında ayrılırken)

    Lt. Col. Frank Slade: Goodbye, Willie. I'm no fucking good. I never have been.
    --spoiler--

    o mu kötüydü? yoksa o mu hiç bastırmamıştı duygularını, benliğini, egosunu, arzusunu? kim iyi ki, neden iyi ki, kime iyi ki?

    filmin transcripti için: http://www.script-o-rama....nt-of-a-woman-script.html

    filmden üstteki ve diğer alıntılar için: http://www.imdb.com/title/tt0105323/quotes
    4 ...
  41. 72.
  42. film boyunca al pacino'nun "whoo-ahh!,hah-hah!" tepkilerini unutmak mumkun degil. bu filmdeki oyunculuguyla sinema dunyasında adeta yeni bir cag acmistir kendisi. film'in sonundaki disiplin kurulu konusması başka bir muhtesem. yaptıgı konusma, kullandıgı replikler ve hareketler anca boyle bir adamdan beklenebilirdi.

    film'de ferrari sahnesindeki oyunculugu hayatım boyunca izledigim hicbir filmde gormedim. yaptıgı vurgular, tonlamalar ve whoo-ah!,hah-hah! tepkileri asla ama asla unutulamaz. kör bir insanı haddinden fazla guzel oynamistir al pacino. charlie ile konusmaları sırasında bu tepkileri kullanması oyunculuk acısından buyuk katkı saglamıstır bence.

    film'i izledigim sure zarfında bitmesini istemedim bir turlu.oyunculuktan veya kurgudan olsa gerek.tango ve ferrari sahnesi filmin doruk noktalarıdır bence.
    0 ...
  43. 73.
  44. 74.
  45. al pacino'nun tango sahnesiyle büyülediği, enfes filmdir.
    0 ...
  46. 75.
  47. dino risinin 1974 yılında çektiği profumo di donna filminin 1992'de yeniden çekilmiş tekrar filmidir. al pacinonun bu film için 6 ay körler okulunda kaldığı ve rolü oynarken sürekli sabit noktaya bakmaktan dolayı gözlerinde kalıcı bir hasarın meydana geldiği söylenmektedir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük