ilk kez tanışılan kişilerin de bulunduğu kalabalık bir ortamda, ağır bir dille o anki hükümeti, devlet adamlarını eleştirmekten imtina etmemek, memleketin korku imparatorluğuna dönüştürülme gayretlerine kahramanca karşı koymak.
yalan-iftira-hakaret barındırmıyorsa giydirilebilir.
yok giydirme işi alışkanlığa dönüşmüşse illa giydirmem lazım mantığıyla hareket edilirse giydirilecek birşey bulunamayınca kurgu yapılmak zorunluluğu hasıl olurki buna bazı çevreler (bkz: şerefsizlik) diyor. buna dikkat etmek lazımdır diye düşünüyorum ben.
bir örnek verecek olursak iyi para kazanan birisi vergisini vermekten kaçınıyorsa malum akaryakıt fiyatlarındanda pek şikayetçi olmaması gerekir. bilmelidirki devlet normal kazançtan alması gereken vergiyi alamadığı için dolaylı vergi alma yoluna gitmektedir. çünkü bu yöntem en kolay-kusursuz vergi toplama yöntemidir. (bkz: vergi politikaları) ve o vatandaş "dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanıyoruz" tarzında giydirmelerden kaçınmalıdır.
giydirmeye çalışırken girmesin aman ha...nasıl mı?
akplilerlin pek anlamayacağı durumdur. zira başlarındaki kişi bile demokrasiden pek anlamıyor. ya da hazetmiyor mu demeliydim?
korkuyla yönetmeye çalışanlara başkaldırmak, her vatandaşın birincil görevidir.
(bkz: demokrasilerde olur öyle)