'Savaşın sorunu şu ki uğruna mücadele ettiğiniz adalet, ahlak ve insanlık gibi en önemli şeyleri genellikle yakıp yok eder' cümlesini akıllara getiren durumdur.
çok kolay sanıyorlar. gerçekten hiçbir fikirleri yok.
uludağ sözlükte herkes bir savaş meraklısı.
savaşı bizzat yaşamış, görmüş biri olarak sormak istiyorum, gök gürültüsünden korkan insanlar değil misiniz, bomba seslerine nasıl dayanacaksınız?
öyle basit şeyler değil bunlar. namlular ailenize ve size doğrulduğunda anlayabilirsiniz ancak. uyuyorken cama düşen yağmur damlalarını duyup mermi sandığınızdan telaş içinde uyanınca anlayabilirsiniz ancak.
acılar getirir, kan ve vahşet bulutlarından akan damlalar en çok sivillerin kirpiklerinden sarkar.askerler ölür ama kadın ve çocuklar yaşamaya devam eder.kazanan taraf yoktur.babası ölen küçük kızlar, sevgilisini kaybeden büyük kadınlar acı çeker.
devlerin, kendi güç çekişmelerinin bedelini ufak insanlara ödetmesine verdikleri isim. onlar için savaşırken yüksek değerler için mücadele ettiğimize, kendimiz için savaştığımıza inanıyoruz, inandırılıyoruz. asla, bu savaş bizim savaşımız değil. kat'a hiçbir savaş bizim savaşımız değil.
kararını, başını, sonunu karar vermediğimiz savaş; nasıl bizim savaşımız olabilir ki?
bir amaç uğruna veya bir amaç gözetmeden edilen mücadele. güçlü ile güçsüz arasında olan savaş aklıma gelir ilk. kurtuluş savaşı da ilk aklıma gelen savaşlardandır bu hususta. gücü az olan taraf ise çoğunluk ahirette hesaplaşacağı inancıyla savaşır ve bu onu korkusuz kılar. mahkemeye davacı olarak gidiyormuş gibi katılır muharebeye. güçlü olandan daha çok kayıp verir ancak bazen kazanır. kazancı da kısa sürelidir. masa başında kaybeder.
yeni neslin Age Of Empires gibi bir şey sandığı vahşet.
"Köylüleri sileriz paso paladin basarız kazanırız" kafasındalar lan. Allah'ını seven bunları savaşın içine soksun, savaşların yaşandığı coğrafyalarda yaşatsın. Ya da bunlara uzun dönem komanda olarak askerlik yaptırsınlar. Kombiyi kökleyip, bisküvi yerken "Savaş çıksın yaa çok gereklii" demek kolay tabii.