ama sana sarılmak. nasıl anlatmalı bilmiyorum, fakat yazın kışı, kışın yazı özlemek gibi. hep doyumsuzca, hep hasret ile. bazen gülümseyerek, bazen yanacağını bilerek.
O ağır, yün yorganın büyüsünü şimdi anladım.
Sarılmak, aslında sanki sıradanmış gibi gelen ancak hiç de öyle olmayan bir eylem. Evet insanlar birbirlerine sarılır, ancak etkisi ve kişiye verdiği his çok ayrı. Bir de uzaktan görüntüsü.
Sarılmak. Bir, bir daha bir eder.
küçüklüğümden beri öpülmekten, mıncıklanmaktan (diğer bir deyişle makas alınmasından) hoşlanmam ama sarılmanın yeri bende başkadır. sanki bir sürü insan bir araya gelip 'onlarca cümleyi söylemek çok uzun biz buna bir kestirme hareket bulalım. hazır iki kolumuz var. ne yapabiliriz bunlarla? sarılalım en iyisi biz birbirimize' demişler gibi. daha huzur veren bir iletişim biçimi inanın aklıma gelmiyor. bir hareket düşünün ki ilan-ı aşk etmekten, teşekkür etmeye, 'şevkat istiyorum'dan, 'korkuyorum' kadar her türlü anlama gelsin, her ortama uysun. işte bu yüzden ben yakın bulduğum herkese sarılırım. mutlu ediyor bu beni. sarıldığım şey yastığım olsa bile ^.^
Sonkez sarılmak olan versiyonu baya acı. Biri vardı ve sonkez sarılmıştık ikimizde biliyorduk bidaha bir araya gelemeyecegimizi. Sonkez sarıldık ve s.ktir olup gittik.