gecenin bir yarısı mekandan sarhoş çıkıp arabayı bulamamak, ekip arabasıyla sokak sokak gezip sabahın 5inde parkedili aracı bulup polis amcalara "tamam gerisini ben hallederim teşekkürler" diyebilmek, ardından yanınızdan geçen ilk arabaya camdan çıkıp "kapışalım mı huuoooo bu araba 120 beygir birader" diye bağırmak. iflah olmamak.
hüzünlenmek. oysa ki sarhoşluk ne hoş haldir, ne güzeldir sarhoşluk... hüzünlendirmesin artık sarhoşluk yapanlar insanları. mutlu et bizi sarhoşluk, güldür haram kılanlara inat!..
* gecenin bir yarısı kafa bir dünya iken bira alıp dolaba koyduğunu unutmak ve tek açık tekel bayiine kadar yarım saat yürümek. eve gelince dolaptaki biraları görüp 'kim sakladı lan bu biraları' diye kavga çıkarmak.
kadıköydeki balon cafenin tuvaletine girip telefon alarmını yarım saat sonraya alıp, alarm çalana kadar uyumak. daha doğrusu uyumaya çalışmak.
not: çalıştım ama olmadı. güvenliğe haber vermişler çıkmadım diye alçaklar.
ne var yani yarım saat oturmuşsam ayıp!
bar masasının üstünde dansetmeye çalışmak, barmenin seni kucaklayıp barın diğer tarafına almasına izin vermek, bi de seni öpmesini istemek.
(barın diğer tarafında erkek arkadaşın olmasına rağmen)
pek bi kolay asik olmak. ama sarhosluktan degil, sarhos olup daha rahat konustugun, kendini daha iyi ifade ettigin, ve karsidakini daha rahat, daha oldugu gibi tanidigin icindir.
oturduğu yerden bir hışımla kalkarak giydiğin kalın kazak ve altındaki terli atleti yukarı sıyırıp o koca ve kıllı göbeğinle şuursuzca göbek atmak. bu dengesiz tavırdan sonra ansızın çakı gibi durup asker selamı vereni de gördüm, hazır ol nidalarında.
şu anda yaptığım gibi internette anarşi yapmak (götüm yemediğinden internette yapıyorum sanma dışarıda olduğum zamanda banka camınıda kırmaya çalışıyorum).