kişiye göre değişir, kimisi cok pozitif ve neşeli olur, ossursan güler. kimisi de negatif elektriği ve iğrenç sataşmalarıyla ortamdaki diğer demlenen arkadaşlara kan kusturur.
doğum günününde alkolün fazlaca alınması ve pastanın yenmek yerine suratlara bulanması ve akabinde ayaktaki pofuduk inek şeklindeki terlik ve şortla gecenin üçünde sokaklarda koşmak ve geçen arabalara el sallamak. tanıdık polislerle dolu karakolun önünden geçerken iyi geceler denmesi üzerine polis abimizin tebessümü ve bak bu sefer alırız seni demesi durumu.
-kıvırcık saçlı çok yakın arkadaşa "sen kimsin be" demek, gelen cevapla hayrete düşüp "o kim be" demek, akabinde saçlarına dokunup "haaa senmişsin" aydınlanması yaşamak
-bakın buraya ayıcık kustum demek
-sevgilinin de bulunduğu ortamda hemcinsin yanına gidip ben homoseksüelim seni istiyorum demek
yürürken çarptığın elektrik direğinden özür dilemek. s çizerek yürürken karşına çıkan park etmiş otomobili görünce şaşırmak ve yanındakilere dönüp yol bitti demek.
çingenelere "seni seviyorum" deyip sarılmak. (hatırlamıyorum. ama arkadaşım yaptığımı söylüyor)
kadıköy'de barlar sokağından rıhtıma kadar kahkahalar atarak koşmak. tabii yere çakıla çakıla. (Bunu az buçuk hatırlıyorum)
saatçi bir zenciyi yanaklarını vakumlarcasına öpmek. (net hatırlıyorum)
işemek için starbucks'a girip tuvalete kadar sürünerek gitmek (az buçuk hatırlıyorum)
şaka maka kadıköy benden çok çekti. artık barmenler 3 bardak votkadan fazla vermiyorlar. iki defa da düzenli gittiğim bir bardan kovuldum. tanıdık olunca daha çok koyuyor...
tüm mekan seferber olmuştu resmen, ben de kafam gayet normal hiçbir şey yokmuş gibi çıktım tuvaletten. ben 5 dakika kaldım sanıyorum içerde meğersem 1.5 saat falan kalmışım. ondan sonra gel cümbüşe, üniversite hayatım boyunca onlarca geyiğe konu oldu muhabbet.