içkili bir düğünden sonra zurna olmuşken işemek için eve kadar koşmuştum. 10 metrelik tuvalet mesafesini 2 kilometreye uzatmak saçmaydı tabi. idrak edemedim. Sonra Kapı önünde anahtar deliğini tutturmak için harcadığım çaba, 2 km boyunca sidik tutmaktan daha zordu.
Bundan yıllar öncesinde de gene kafam güzel aparta dönerken bir an köpek kovalıyor sanıp, uzun bir yokuş yukarı maraton koşusu yapmıştım.
Sonradan sonraya iyi bir 100 metre koşucusu olabileceğimi fark ettim ama artık yaşım geçmişti.
1998 model yeşil renkli bir doğan slx için pazarlık yapmışım, ertesi gün adam "n'aptın abi, veriyor muyuz arabayı sana?" diye arayınca uyandım mevzuya.
ben kafayı çekip frankfurt´tan yanlış hızlı trene bindim, bi de alman ice´si çok konforludur, trene biner binmez sızdım, bilet kontrolü de yapmadılar, 3 saat falan uyudum trende....hannover´de uyandım, göt oldum resmen.
bundan 7-8 sene önceydi bu olay. bu yediğim halt bana o zamanın parasıyla 85-90 euro ekstra bilet parasına maloldu.