hangi kafayı yaşadığına ve hangi tripte olduğuna bağlı olarak değişir entryler. gerek paranoya gerekse daşşak kebabı olarak gruplandırılır bu entryler. kişiden kişiye değişir. kime göre neye göre durumu en sert şekilde devreye girer, dikkat edilmesi gerekir.
an itibariyle olduğum durum. büyük ihtimalle yarın kalktığımda sölüğe korkarak girip eksi yemekten çekineceğim durum. ama yinede diyorum ki anlayın beni.
işte tam da böyle bir durumdur..
var oluşunu sorgulamaktır..
var oluşunu sorgularken aynı zamanda sohbet edebileceğin hiç kimsenin olmadığının farkına vararak sözlüğe entry girmektir
sözlüğe entry girerken "olum bu kadar da açık verilmez, millet anlayacak" telkinleri içinde kendine söz geçirememektir
kendine söz geçiremediğin halde, bunu bile bile bir şeyler paylaşmak isteğidir..
kendine ait bir hayat kurmak istediğini buradan sözlük camiasına duyurma isteğidir...
kaç yaşına gelmiş insansın, bırak milleti düşünmeyi de kopar ipleri diyebilmektir...
servet kocakaya'dan "gençliğim" parçasını dinlemektir, sarhoşken entry girmek..
sarhoşken entry girmek bütün maskeleri, sözlüğün sözlük padine saklayıp buraya yazı yazmak gibidir..
ne de güzel, ne de hoş bir durumdur sarhoşken entry girmek..ohh değmeyin keyfime..
güzelleşilen anda sözlüğü de kendince güzelleştirmektir. bence öyle. e böyle olunca da bi takım güzellemeler bi şeyler falan da allah'ın emri tabi; gelişine hem de. kusura bakmayacaksınız artık.
güzelliyorum misal;
"bak, bende yalan yok vallahi billahi
sen o kadar güzelsin ki artik o kadar olur!"
imla ve semantik hatalarına sebebiyet veren durumdur. amma keyfi bambaşkadır mal bulmuş mağribi gibi entrylerinizin üzerine atlayan ergenlerin heyecanlı entrylerine muhatap olsanızda değer diye düşünürsünüz. o anda hayatın sırrına ermiş ve keyfin haz denizinde kulaç atmaktasınızdır. hayatın aslında düşündüğünüz kadar ciddi bir kurum olmadığını ve bürokrasisini fazlaca siklemenin anlamsız olduğunu farkederek yazdığınız için cümleler yeleken anlamlar ulvidir. hasılı kısa süreli çaylaklıklara rağmen iyidir.
içki grubundan sıkılıp sözlüğün başına oturmakla başlayan, ota boka entry girip, hatta saatlerce geçmesine rağmen sanki 5 dakika geçmiş gibi, uzun uzun saçmaladıktan sonra, ertesi sabah şiddetli baş ağrısıyla kalkıp ikinci kez sözlüğe oturduğunuzda çaylak statüsüne düşürüldüğünüzü görmenize sebep olabilir.
sonrasında okurken başka birinin entrylerini okuyormuşsunuz hissine kapılabilirsiniz. çok fazla entry girmişseniz muhakkak ayıkken yazmayacağınız başlıklara da bir şeyler yazmış olursunuz. ayılınca gereksiz gördüklerinizi de entrynin gözünün yaşına bakmadan silersiniz.