bugün köyündeki şahane mimariye sahip bir anıta defnedilmiş kişidir. cenaze töreninde bir araya gelen orta asya TÜRK liderlerini görünce, Türk dünyasının ne kadar buyuk bır dunya oldugunu tekrar anlamıs bulundum.
dünyanın en büyük doğalgaz rezervlerinden birine sahip olmakla beraber halkına doğalgaz vermeyen, korku ile otorite sağlayacağını sanan, ırak örneğinde olduğu gibi en küçük bir ayaklanma ya da savaşta heykelleri halkı tarafından yıkılacak olan, dünyayı sonsuz kendisini ise bu sonsuz dünyanın tanrısı olarak gören soysuz kişi. soyadını atatürk olarak değiştirmek istemiş fakat bu isteği türkiye tarafından kabul edilmemiştir.
çok sonra gelen edit: dünyadan ayrılan bir devlet adamı için yazdıklarımın çok acımasızca ve bilgisizce olduğunu düşünenler olacaktır. doğru olabilir. sonuçta sevmeyenleri gibi sevenleri de vardır. doğru da olsa yanlış da olsa saygı gerekir. özürlerimi kabul edin.
yazdığı (bkz: ruhname) adlı kitabın tüm ülke insanlarınca ezberlenmek zorunda bırakıldığını duyunca çok şaşırdığım, diktatör olduğu söylenen ama bir o kadar da halkı tarafından sevildiğini duyduğum (bkz: (ya da korkudan numaraya yatıyorlar) )devlet başkanı. öbür tarafa intikal etmiştir, (bkz: allah taksiratını affetsin)diyor, başka entrylere imza atmak amacıyla ekle butonuna basıyoruz. (bkz: affetmezse de allah ın bileceği iş)*
batı'nın ve dolayısıyla(!) türkiye'nin kendisi öldükten sonra hakkında sadece kötü olayları hatırlatması üzerine kıllandığım adam. diktatörler sevilmez benim bildiğim, halkı ise bu adamı çok seviyor. saçını boyattıktan sonra paraları toplatıp yeni saç stili ile yeniden bastırması tabii ki onaylanacak bir davranış değil ama aynı adam eğer halka elektrik, su, doğalgaz'ı bedava dağıtıyorsa biraz durup düşünmek gerekir. amerika'nın böyle devam ederse türkmenistan'a müdahale edeceğini söylediğini biliyoruz. amerika türkmenbaşı'nı sevmiyor, batı bu adamı sevmiyor ve bu adam türkçe'ye sahip çıkıyor, latin harflerine geçiyor, kimseye boyun eğmiyor, enerji kaynaklarının sömürülmesine göz yummuyor ve saçma sapan uygulamaları yüzünden tüm bunlar görmezden geliniyor, var bu işte bir iş.
abdülhamit bilici'nin oldukça çarpıcı bir yazısı, hazmetmek biraz güç;
"hipokrat kimmiş ulan bana biat edin" diyecek kadar da cesurdu kendisi. çook büyük kayıp çok, "kazak insanı kitap mı okur uleyn" derken ilerisini düşünüyordu zaten. "hasta olanlar da başkente gelsin canım yolda ölmezler ya!" diyecek kadar da halkına değer veriyordu.
türkmenbaşı lakabını da kendisini çok seven türkmen halkı yakıştırdı kendisine. o olmaz bu büyük bir sorumluluk falan dediyse de, halkın isteğini kıramadı bir süre sonra.
tek avantası amerikalıları sevmemesi idi desek yeridir, yoksa diktatör türkleri seviyordu diye hoş görmek olmaz.
"ben ölene kadar cumhurbaşkanıyım uleyn" derken de halkını düşünüyordu. onlar bilmese de...
hakkında edilen bunca hakaretten sonra sanırım "sscb" nin 1991 yılındaki dağılışındaki organizatör kimliğinin öne çıktığını düşündüğüm kişidir. bu kin, bu nefret ondan mıdır?
Saparmurat Atayeviç Türkmenbaşı, 1940-2006 yılları arasında yaşamış Türk bir siyasetçi olup 1991-2006 yılları arasında Türkmenistan'ın ilk cumhurbaşkanıdır. Saparmurat Türkmenbaşı, tıpkı Haydar Aliyev ve islam Kerimov gibi meslektaşlarıyla birlikte Rus uşağı bir diktatördü. Yaşarken tuhaf yasaklarıyla bilinen Türkmenbaşı, aynı zamanda çok zengindi. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2438782/+