sanat bir oyundur. çocuk, oyun oynarken asla bir çıkar düşünmez sadece zevk almak için oynar. sanat da böyledir. sanatçı da sadece zevk alarak ruhsal bir boşalım yaşar. oyunu ve sanatı başkaları beğensin bilgilensin diye oynamaz yapmazlar. onun için sanat sanat içindir.
en nihayetinde bir üretim yapan insan, o üretimi kendisi için yapar. bir beste yazarı o zamanki duygularını, ruh halini yansıtır notalarına. ressam keza aynı şekilde.
şiirler de öyle, içimizdeki duyguları dışa vurmamızın şeklidir sanat. bu yüzden ne toplum içindir, ne sanat içindir. birey içindir.
1.tanzimat dönemi edebiyatçılarında da olan olay budur zaten.
kendi milliyetçi duygularını yansıttı onlar eserlerine, yazılan şeyler bireysel düşüncelerden oluşuyordu. bence o zaman da toplumu geliştirmesinin yanında sanat esasında bireyseldi.
Sanat sanat için, sanat toplum için. Sanat ve toplum birbirinden ayrı düşünülemez. Evrenin sanatsallığı içinde yaşayan sanatçılar topluma mahkumdur. Toplum da sanata ve sanatçıya. Ayrılmaz bütündür. Ayrı düşünülmesi teklif dahi edilemez. Sanatın ve sanatçının köpeğiyiz.
hatta ferhan şensoy'un şöyle bir sözü vardı; "adam ne güzel müzik yapıyor sonra ona zorla söz eklemeye çalışıyorlar. yahu bırak enstrümental kalsın."
ama enstrümental olursa yeterince satmayacağı için, saçma sapan sözler ekleniyor. işte bu noktada sanat doğal ilhamdan çıkıp saçmalaşıyor ve boktanlaşıyor. zaten enstrümental müzik başlı başına bir kültür gerektiriyor amk.