Geçtiğimiz sene bir sevgilim vardı. Ayrılana dek 5 ayda sadece 2 kez kavga ettik diyebilirim.
ilk kavga : ülker mi eti mi? (ben ülker tüketmiyorum)
ikinci kavga : sanat toplum için mi halk için midir? (bağıra bağıra kavga ettik. Sanat toplum içindir diyen ben kazandım)
sanatçı elbette toplumun etkisinden kurtulamaz ve eserlerini bu etkiyle ortaya koyar. ama bu sanatın toplum için olduğu varsayımını doğurmaz. çünkü sanat bir araç değil bir amaçtır. sanatçı için sanatın kendisinden daha nihai bir amaç olamaz. beğeni kısmına gelecek olursak, sanatı masanın üstünde duran bir bisküviye benzetebiliriz. isteyen alır, isteyen almaz. bu ne sanatın kendisini ne de sanatçıyı etkiler.yani uzun lafın kısası sanat kesinlikle sanat içindir.
bir sorudur. bugüne kadar her ikisi de diyen bir edebi topluluk, yazar çıkmamış sanırım. ancak her ikisi de gibi bir beyanda bulunmasa bile yahya kemal, refik halit, cenap şehabettin gibi bazı o dönemin yazarları her ikisi de denilebilecek eylemlerde bulunmuş, eserler vermişlerdir. açık ve net.
Bana göre sanat, birinci dönem tanzimatçılarının benimsediği gibi: sanat toplumu bilgilendirmek için bir araç olmalı. Sanatçı dediğinde Namık Kemal gibi olmalıdır.
sanatı sanat için yapanlar da siz beni anlamıyorsunuz belki sizden sonraki nesil anlar diye sanat yapar. ki öyle olmasaydı sanatçılar yaptıkları eserleri kimseye göstermez kendilerine saklardı.