sokak arası, deli dolu çağlara alışkındık
tutulmuş koşelerde kaptırdık elimizde olanı
bir düş ki koprü olduk kopuremezken
var olma çabasında unuttuk şefkati
-hoyratsınız-
suskunluğa korkaklık diyorlar şimdilerde
olsun,kuşlar uçurduk goğe sessiz sakin
savaşın yerini hüzün aldı
çağlara yakışır yaşadık kimilerimiz
biz vardık
aşk vardı
ama artık mucize gerek bize.
tuna kiremitçi şahsının yazarlığı bırakıp kendini müziğe vermesine şu an kendisi adına tekrar tekrar karar vermiş bulunmaktayım.
dinleyince adama olan nefretim geçiyor yahu.
ne de güzel şarkı.
dün akşam üzeri 60's cafede duyup vurulduğum kumdan kaleler şarkısı. insanın gitarı eline alıp akşama akdar çalıp söyleyesi geliyor. amatör bir gitarsitin şarkısı gibi. tabii bunu bir övgü cümlesi oalrak yazdım. o kadar sakin, o kadar naif, o kadar doğal bir şarkı.
tuna kiremitçi ve gonca vuslateri düetiyle favorilerim arasına girmiş bir parça.
gonca vuslateri'nin sesinin parçaya bu denli güzel yakışmasına da hala şaşırmaktayım. neyse velhasıl kelam güzel bir ürün ortaya konulmuş, dinleyin efenim.
çoktan dağılan kumdan kaleler grubuna ait bir tuna kiremitçi şarkısıdır. duygusal soft rock parçaları dinlemeyi seviyorsanız "büyülü yelken - belki sen de bilirsin" ile birlikte playlistinizde olması gereken bir parçadır. dokunur içinizde bir yerlere.
yaşam kadar gerçek
yaşamak gibi sahte
öyle çok şey var ki
yaralayan insanı
bir yürek çarpıntısı
onu her gördüğünde
öyle çok şey var ki bak
sana dair
yanlış aşklar yaşadık
yanlış köprülerde
yanlış gemiler yakıp
aldırmadan
iki damla su çaldık
zamanın pençesinden
aldırmadan, aldırmadan
mucize gerek bize
gidecek bir başka düş
bir düş ki korkmamış
zamanın karşısında
ve bir çağ gerek bize
ve bir çağ bundan özgür
öyle çok şey var ki bak
sana dair
sonra kuşlar gitti
anladım dünya yorgun
sen yorgun, tortusu kalmış
eski bir korkunun
görmedin, duymadın
demedin bunlar kötü
biz var mıydık?
aşk var mıydı?
bu ne senden ilk kaçışım
ne de ilk düşüşün yüreğime
ne bu serden son geçişim
ne de son küsüşüm kaderime.