ülkeyi ele geçirmek üzere olan ingiliz kuvvetlerinin, kurtuluş savaşın'ı başlatan mustafa kemal atatürk'ü desteklediği iddiasıdır.
kısaca inanılmaz bir mantık hatasıdır. bu mantık hatasını da ancak yobazlardan beklerdim. evet, haksız çıkmadım. teşekkürler.
kayıt doğru bile olsa, içeriğinde atatürk'ü küçük düşürecek, zaferini gölgeleyecek hiçbir şey yoktur. ingilizlerin milli mücadelede bizi değil yunanlıları desteklediği, uluslar arası antlaşmalara aykırı olarak silah ve teçhizat sağladıkları malumdur.
ingilizlerin herhangi bir savaş olmaksızın 1. Ve 2. inönü zaferlerinden sonra tamamen aldıkları istanbul u terk etmeleri ile açıklanabilecek olaydır. Diğer taraftan 1. inönü savaşı diye yüceltilen olayın kısa süreli bir çatışmadan ibaret olduğunu biliyorsanız ne demek istediğim tam net olarak anlaşılacaktır.
Dönem şartları ve siyaseti fethetmek değil, istediği şartları kabul ettirmek olarak belirlendiği için ingilizlerin istediklerini yeni kurulan Ankara hükümetine kabul ettirdikleri sonucunu çıkarmamız olasıdır!
Şapka devrimi dahil, bir çok maddiyat gerektiren hükümet kararlarında tamamen ingiliz mallarına yönelimin, yine bu yükümlülük doğrultusunda olduğunu söylersek; öyle sanıyorum ki, yalan söylemiş olmayız!
o tarihlerde ses kaydı ancak taş plaklara yapılabilirdi ve tabii ki, böyle bir kayıt yoktur. ses kaydı iyi yabancı taklidi yapan bir şakirtin olabilir, o kadar. inandırıcı olmak için işitsel malzeme yaratmak zor bir şey değildir. işgal zamanında görevli olduğu iddia edilen "ingiliz"in neden görüntülü kaydı değil de, sadece "ses kaydı" olduğu ileri sürülmektedir ? ses kaydı en kolay olanıdır da ondan ! sahte belge üretmekte ustalaşan kesimler, bunu da rahatlıkla üretebilirler.
atatürk, ingiliz çıkarlarını berhava eden adamdır. yaptıkları içinde, ingiliz çıkarlarına uygun tek bir şey yoktur. ülkemizi işgal eden bir yabancı gücün, kendisine karşı savaşsın diye bir osmanlı subayını desteklediği iddiası, iddia bile değil, ahmakça bir yakıştırmadır. buna kargalar bile güler. vahdettin'in mustafa kemal hakkında idam kararı vermesine ne denilir ? ingilizler, mustafa kemal'e karşı yunanistan'ı sonuna kadar desteklemişler, yunan orduları polatlı'ya kadar ilerlemiştir. büyük zafer'den sonra, ingilizlerle istanbul ve çanakkale'de savaşa girilecek kadar derin gerginlikler olmuştur. mustafa kemal'i görevlendiren vahdettin'dir. mustafa kemal'in resmi görevi, samsun ve havalesindeki olayları teftiş etmektir, yani kendisi, ordu müfettişidir. ingilizlerin veya padişahın ona güvendiği bir gerçekse, bu, onun o ahmakları kandırdığına delalet edebilir. ancak, bugün bazı akademisyen sıfatını üzerinde taşıdığını iddia eden ahmaklar, ancak kendilerini ve kendi yandaşlarını kandırabilmektedirler.
çünkü oraya mustafa kemal zaten vahdeddin ve etrafındaki ingiliz komiserleri kandırarak gitmiştir. cemal kutay'dan emin oktay'a herkes anlatır bu hikayeyi. ne diyecekti adam "gidip bir kurtuluş savaşı çıkarıcam. dönerken size ne getireyim" mi diyecekti. tey allaam amip kadar beyniniz yok...
bir de adı geçen subay bile
"padişahın emin olduğu bir adam olduğunu anladık. padişah vahidettin ona çok güveniyordu ancak heyet çok büyük olduğundan 3-4 kişi yerine 35 kişi büyük zabitler, miralay, mirliva falan erkan-ı harptan en mühimler gidiyordu. yalnız bir müfettişlik için çok gördüm ben. bunların hepsine vize vermek benim mesuliyetimdeydi. bana 3-4 kişi çıkacak diye talimat emir verildi ben 35 kişiye vize verdim."
diye "ulan bi numara döndürdü bu türkler" muhabbeti yapıyor, angutun teki "bakın gördünüz mü inculüzler yolladı işte hebele hübele" diye saçmalıyor..
'vizeyi ingilizlerden almış, demekki ingilizlere hizmet etmiş.' gibi bir mantık olabilir mi? istanbul dan gemiyle ayrılmak için adamların izni gerekiyor düşün! ne yapsın öldürsün mü gerçek hayat, polatcılık oynamaya benzemiyor ırak ı yakıp ardından filistine de el atılamıyor malesef bu işler böyle. osmanlı müfettişini kendi ülke sınırları içerisinde yolculuk ederken bir işgalciden izin almak zorunda bırakan zihniyet utansın.*
Tarihi bilmeyip bir haber okuyup adam yargılatan ses kaydıdır, ayrıca kayıttakiler bilinmeyen şeyler değildir. Mustafa Kemal samsun'a padişahın güvendiği bir subay olarak gitmiştir ve bu sayede ingiliz subayından vize almıştır, aksi olsaydı milli mücadeleyi nasıl başlatabilirdi?
Yani bu ses kaydı sadece Mustafa Kemal' in zekasını ve bu zekayı milleti için kullandığını ispat eder.
''padişahın emin olduğu bir adam olduğunu anladık. padişah vahidettin ona çok güveniyordu ancak heyet çok büyük olduğundan 3-4 kişi yerine 35 kişi büyük zabitler, miralay, mirliva falan erkan-ı harptan en mühimler gidiyordu. yalnız bir müfettişlik için çok gördüm ben. Bunların hepsine vize vermek benim mesuliyetimdeydi. Bana 3-4 kişi çıkacak diye talimat emir verildi ben 35 kişiye vize verdim. bütün evrakı bütün dosyayı aldım ingiliz kumandanlığına gittim 3-4 kişi yerine 35 kişi gitmek ister vizeyi verebilir miyim diye. padişah bu kişilere itimat eder, vizeyi veriniz dendi. onlar cevap verdiler: mustafa kemal gitsin ne lazımsa yapsın dendi. ben de bu vizeyi verdim imza ettim ve teslim ettim. anladım ki bu olayda bir heyecan var, birşey var.''
sonuç: türkiye cumhuriyetinin kurucusu mustafa kemal atatürk, 1919 mayısında çıktığı samsun yolculuğunun biletini bu ingiliz subayından almıştır. ingilizler atatürk ü desteklemişler ve atatürk e çizmesi gerken yol hakkında ipuçları vermişlerdir.