Beşiktaş teknik direktörü olmasıyla daha iyi tanımış olduk kendisini. Gayet rahat takılan , güleryüzlü , sevecen bir adam. Gol sevinçleri çok samimi geliyor bana. Ayrıca beşiktaş ın yediği gollerdeki ' ulan yapmayın şunu işte ya' şeklindeki yüz ifadesi de sanki teknik direktör değil de tribünden bir adam saha kenarında takımı yönetiyor gibi bir görüntü oluşturuyor.
kendisi mevcut lig şartlarında beşiktaş'ı ikinci sıraya yerleştirerek nispeten başarılıdır. rakiplere oranla fiyat/perfomans açısından kurduğu kadronun bu seviyede iyi denilebilecek bir futbol oynaması en büyük artısıdır. fakat kendisinde bitmek bilmeyen bir dar görüşlülük, her şeyi en iyi ben bilirim bu böyle olacak edaları ben gibi bir çok beşiktaş'lıyı bezdirmiştir. futbolcular samet aybaba'nın adamcılık yapmasının kurbanı olmuş gibi geliyor. çünkü sezon başından bu yana darbeye bağlı olmaksızın sahada veya idmanda kendi kendine sakatlanan oyuncular; mustafa pektemek, hugo almeida, manuel fernandes, uğur boral, necip uysal, ismail köybaşı ,ersan adem gülüm, veli kavlak, julien escude, dentinho, hasan türk, emre özkan, mehmet akgün, cenk gönen...
sadece tek kulvarda mücadele edebilen, bugün itibariyle 13-14 maçı kalmış bir takımın bu denli sakatlık yaşaması normal sayılamayacak bir durum. gel gelelim, kondisyoner olarak takımda görev alan isimler; eren şafak ve ersin aka. hangi muhteşem kondisyonerlik kariyerleri onları bu noktaya getirebilmiş sorgulamak lazım. yoksa kendileri bir hemşehricilik, adamcık yapılıp kulübe sokulmalarının bir ürünü mü? eren şafak bu takıma tayfur havutçu'nun isteği ile istatistik ve analiz sorumlusu olarak katılmıştı. ersin aka ise geçtiğimiz sezon erzinbelediyespor'un antrenörü. kendisi erzin/hatay doğumlu, erzin osmaniye sınırında bir ilçe. sonra bakıyoruz, samet aybaba osmaniye doğumlu, ve futbolculuk kariyerine iskenderunspor'da (hatay takımı) başlamış. tesadüf mü? olabilir. ama türkiye'de iş arama/bulma mekanizmasının nasıl çalıştığını az çok bilen birisi, ersin Aka ile samet aybaba'nın en fazla 2 derece ayrı olduklarını rahatlıkla çözebilir. ersin aka ve eren şafak ikilisinin kariyeri 2009-2010 sezonunda kesişiyor her ikisi de siirtspor'da iş arkadaşı ne tesadüf değil mi?
takım feda sezonunu bin bir zorluk içerisinde geçirirken neden bu isimlerden hesap sorulmuyor. gelin bakalım kardeşim bu kadarı da olmaz denmiyor. tamam, feda sezonu dedik de, beşiktaş koch'dan, morreno'dan sonra en son siirtspor'da çalışmış, erzin'in belediye takımına teknik direktörlük yapan birisinden daha tecrübeli bir kondisyoner bulamaz halde midir?
bu tür eleştiriler üzerine samet aybaba geçtiğimiz günlerde şöyle bir açıklama yapıyor;
"biz en çok koşan takımız. kondisyonerlerimizden memnunuz. yabancı olunca da durum farklı olmuyor. milli takım'a amerika'dan kondisyoner getirdik. kendimizi küçümsememiz lazım. yok ispanya'dan kondisyoner getirelim. böyle olmaz. bizim takımımızda çok iyi kondisyonerler var. altyapıda çalışan çok iyi antrenör arkadaşlarımız var. bunları değerlendirmeliyiz. ben de yabancıyla çalıştım ama artık çok kaliteli okullardan mezun arkadaşlar var. kendilerini sürekli geliştiriyorlar."
samet aybaba ve teknik ekibi buna zaman zaman fikret orman'da dahil oyuncular kendilerine iyi bakmıyor özel yaşantısına dikkat etmiyor diye açıklama yapıyorlar. bu kadar mı dar görüşlüsünüz bu denli mi eleştiriye kapalı kendini, çalışanını koruyacağım diye bu kadar mı körsünüz. yapmayın, nasıl körü körüne biz beşiktaş'ın neferiyiz diye geçinirken bunu idrak edemezsiniz. bu takım geçtiğimiz sezon sıkışık fikstürde 3 güne 1 toplamda 60 maç yaparken 3-4 sakatlık yaşadı, onları da hepimiz biliyoruz: ersan adem gülüm, ismail köybaşı, ricardo quaresma.
kendisi öz eleştiri nedir bilmeyen, irdelendiğinde de eleştiriye kapalı, profesyonellikten uzak, idrak yeteneğinden yoksun güzelim beşiktaşımın teknik direktörüdür.
liverpoolmlt'nin yazdığı yorum gibi, kendisi sanki teknik direktör değil de, tribünden bir adam gibi. çapsız bir teknik adamdır. teknik direktörü olduğu takımın ağırlığını taşıyamıyor. futbolculuğundan sonra beşiktaş'a hakkında ileri geri konuşmasıyla da tanınır. ayrıca kendisi torpilcidir. takımında bulununan kondisyonerler kankasıdır. korkaktır. dar görüşlüdür. vizyonsuzdur. liderlik vasıfı hiç mi hiç yoktur. oyuna müdahale edemez. beşiktaş'ın başına gelmiş en kötü şeylerden biri olan levent erdoğan sayesinde beşiktaş'ta teknik direktörlük yapmaktadır. gelişiyle ibrahim altınsay'ın istifasına sebep olmuştur. fenerbahçe'nin berbat oynadığı, galatsaray'ın kötü oynamasına rağmen medya tarafından şişirildiği bir ligde, oyuncular sayesinde halen takımın başında kalan teknik adamdır. rezildir. oyuncularını düşünmez. lanet olsun senin gibi teknik direktöre. istila etme istifa et.
ersun yanal ın beşiktaş la anlaşmasına engel olmuş ardından yönetimle mukavele imzalayıp beşiktaş teknik patronu olmuştur.ligte 2.sırada olduğuna kendisi bile şaşırmakta olup bu yüzden ara ara ilginç beyanlar verir.menemen en sevdiği yemektdir.erzinspor un başarılı teknik direktörünü takıma kondüsyoner yaparak şahane bir başarıya imza atmıştır.
sezon başında kasımpaşa beşiktaş'tan iyi takım diyorduk. ordan aldı, kafaya oynattı beşiktaş'ı. şimdi yetersizliği ile gündemde. zaten "beşiktaş'ın şimdiki pozisyonundan sonrası" için yeterli olan adam, kasımpaşa'dan kötü durumdaki takıma gelmezdi. gelseydi de böyle bir başarı sağlayamazdı. evet winner değil. lider değil. oyuncuları idare etmekte iyi değil. ama kötü gün dostu. emekçi. haksızlık yapılması beni rahatsız eder.
eğer beşiktaş yönetimi ve taraftarı şu vasat kadronun başına geçmeyi göze alan, vizyon sahibi, taktiksel bir deha bulup takımı daha da ilerilere götürebileceğini düşünüyorlarsa bu adama bok atsınlar. yoksa beşiktaş'ın o şöhretli günlerinin bittiğinin farkına varıp samet aybaba'nın yapabileceğinin en iyisini yaptığını kabul etsinler.
bu tecrübesiz, caylak takım* motivasyon kaybedip düşüş trendine girerse, bu düşüşü kimse durduramaz. bu adam önce yedeklenmeli, sonra desteklenmeli, hiç değilse çelmelenmemeli.
Yenilgi sonrası futbol şansızlığı gibi bir açıklamada bulunan vasat teknik adamımız. Şansızlık değil senin mallığın hocam demek istiyorum kendisine buradan.
korkarım ki beşiktaş ın sonunu getirecek teknik direktör.
sanırım futbol zekası olarak aykut kocamanla bir akrabalığı olabilir.
çünkü koskoca bir takımı böyle bir hale düşürmekte ayrı bir yeteneksizliktir.
kendisinin beşiktaş tan ayrılması daha hayırlıdır.
beşiktaşlı arkadaşların kızmasına ve kızgınlıkla sözler sarf etmesine hak verdiğim teknik direktör. Yalnız yiğidi öldür hakkını yeme genç dinamik ve çok koşan bir takım yaratmıştır. Bu kadar dar gelirli bütçeyle hala şampiyonluğu kovalıyorsa bence bu başarıdır. Herkes takkesini önüne alıp düsünsün daha iyi oyuncular ve ispanya milli takımının t.direktörünü getirdiğinde daha gülünç durumlara düşmüştü. Bu sene feda senesi ise bu adamın bu kadar şey çıkarması bile başarıdır.
oyuna yaptığı hamleler, takımı bir türlü motive edememesi ve olur olmaz yerde futbolcuların aleyhinde atıp tutması bir türlü anlamlandırılamayan teknik adam.
ya bu takımın avrupa ya gidememesine üzüldük de acaba gitseydi de ne olurdu? sen oyun kalitesi çok düşük olan yerel ligde bir sistem oturtamazken ki bir çok avrupa takımının da en sağlam yanı sistemleriyken soruyorum ne olurdu?
niangı oyundan aldın ok sorun yok. rakip 10 kişi hatta bir 5 dakika falan 9 kişi de oynadılar gol atmaya çabalasana. muhammed oynamasın demiyoruz da oyuna alma nedenini bir türlü anlayamadık. adam tecrübesiz ayağında top tutamıyor, topu alıp kaleye gitme özelliği yok, hadi takım savunması desek niang kadar savunmaya katkı yapması söz konusu değil.
yanlış anlaşılmasın bu takım elbette puan kaybı yaşayacak, ama büyüğüm iddiası olan bir takım bu şekilde puan kaybetmez.
sezon başında büyük takım çift forvet oynar diyen adam gol yeme kaygısıyla tek forveti bile oyun dışına itebiliyor yuh yani.
kısaca hocam kusura bakma ama suyun ısındı. beşiktaş ın parası olmayabilir ama sisteminin olmaması aptallıktır.
oyun okuyamayan hoca.
ya kN değişikliği olsun oyjncu değiştir ya da takımın ikiyi bulsun maç bitsi ligde en vasat anadolu takımı bile elindeki maçı vermiyor neyse sevinmek için sevmedik.
oyuncularını halen taraftarın önüne atmaya çalışan adam. şimdi bir düşünün rakip düşme hattında, 10 kişi kalmış ve 1-0 geride. sen ise büyük takım olarak lanse ediliyorsun, ama biraz sıkıntıların var yine de tek bir ortasaha oyuncunun konuşulan bonservisi bile rakip takıma eş değer nerdeyse. şimdi bu şartlar altında yedeklerine bakacak olursak;
1Cenk Gönen
24Emre Özkan
80Muhammed Demirci 78' (niang)
39Erkan Kaş
17Mehmet Akyüz
14Julien Escude
26Sinan Kurumuş
gibi adamlara sahipsin. ve senin yaptığın değişiklik forvet alıp oyuna ortasaha sokmak yönünde. sonra da çıkıp diyorsun ki, takım anlamadığım şekilde geri çekildi, ileri gitmedi. holosko tam anlamıyla bir forvet değil bunu artık tartışmanın manası yok, sen rakip 10 kişiyken, lan kaza golü yeriz aman diye korkup bu değişikliği yaparsan sahadaki adam senden daha fazla korkar. çünkü sen daha 2 maç önce bu adamların yarısını taraftarın önüne attın. hatalardan ders çıkarmak yerine ısrar etmek çok tuhaf bir huy, ve samet aybaba artık dönülmez bir yola girmiş bulunmakta. sene sonunu görmesi düşük ihtimal, gelecek seneyi ise kesinlikle göremez.
not: maç sonu canlı anlatım servislerinde fernandes ortalama %40 ile maçın adamı seçilmiş. ne diyelim ki bu taraftara?
uzun zamandır maça gitmeyen birisi olarak maça gittiğim ve beni oyun felsefesiyle kahreden teknik direktörümsü adamdır.
Ya arkadaş bi de yayıncı kuruluşa bu işi çözemiyorum diyorsun. Allah aşkına çözemiyorsan git. Çok mu zor bir şey istiyoruz. Getirdiğin adamların hangi biri iş yapıyor. Bugün çıldırdım tribünde. Deli diye bana baktılar yemin ediyorum.
oyunun,kötü gitdigini gördüğü halde oyuncu değiştirme hakkını kullanmamaktan yana ısrar eden bir teknik direktör.. (bakınız : 16.02.2013 tarihinde oynanan beşiktaş-gaziantepsor maçına )
isler iyi gidince oyuncularini yere göge sigdiramayan, kötü gidince medya'nin önüne atan adam. bundan 2-3 ay önce iki canli yayin programina denk geldim birisi ntvspor'da, digeri ise maraton'da idi. samet hoca ve takimini yere göge sigdiramiyorlar, kendisi de takimini yere göge sigdiramiyordu. "öyle manyak ve istekli oyuncularim var ki, su an ortalarina topu atsan, aninda oynarlar" gibi cümleler kuruyor, biraz da son maclarin verdigi gazla, haddinden büyük vaatler veriyordu.
ne zaman isler boka sarmaya basladi, yok "oguzhan özyakup söyle", "yedek kulübem böyle", "yabancilar hede" gibi aciklamalara basladi. hani her seyden memnundun hocam, her sey dört dörtlüktü?!
gecen hafta sinan'i 27 dakika sonra oyundan aldin, kendi deyiminle hatta 17. dakikada alacaktin, takim üzerinde deney yapmadan direk dogru kadroyla cikamiyormuydun maca?
karabük macinda hata yapan ersan'i oyundan cikarmasi da tüm bu olanlara tüy dikmek gibi oldu. besiktas'a geldiginden beri hatayi hic bir zaman kendisinde aramadi, hep baska bahanelerle karsimiza cikti.
dünkü macin acisi hala icimdedir. bir degil, iki degil resmen yine agzimiza sicti kendisi. sampiyonluk beklemiyoruz ve beklemiyorduk tamam, ama madem bizi kahredeceksin, insafli kahret. cölde suyu görüyoruz tam yanastik, her defasinda serap cikiyo anasini satayim. ve samet hoca hala "bunu bir türlü cözemiyorum" diyor. bu sözü takim basina geldikten 1 ay, tas patlasa 2 ay icerisinde sarf etme hakkin var. gelisin olmus 8 ay, sen siktiriboktan sorunu cözemiyorum diyorsan bu takimin basinda isin yok. o kadar....
teknik direktör olarak çapsızdır, her hafta yeni örneklerle bunu ispatlıyor.
insan olarak da birikimi futboldaki çapından halli değildir. hatta daha da geridedir. röportajlarında öyle şeyler söylüyor, öyle demeçler veriyor ki, şaşmaktan ziyade onun adına utanıyorum.
şimdi bir adam düşünelim, işinde iyi değil, hayata dair genel birikimi çok kısıtlı. ne kurtarır bu adamı, hiç değilse iyi bir insan olabilir, karakteri güçlü olabilir. bu da ona saygı duyulması için tek başına yeterli bir nedendir.
ama adnan'ın abisinde o da yok. insanlığı, hocalığından da, genel kültüründen de beş beter.
işte bu nedenlerden ötürü hiç sevmiyorum kendisini, hiç sevmedim.
dentinho'nun 31 numarayı istemesi üzerine ''ayıp'' diyerek 7 numarayı veren teknik direktör. kırmızı forma uğur denemesini yadırgamamak gerekir bu noktadan sonra.
