Parmağında yüzüğü görünce ve bir de gülen gözlerini; mutluluğuna ortak oldum. 21inde kahveni pişirirken mutfağında yanında olacağım bir tanecik arkadaşım yazar. Seni gülümsetmeyi başardı, o güveni verdi, incitmedi ya damadıma da helal olsun.
Mutfakta hummalı bir çalışma var, müstakbel damadın ailesi kızımızı istemeye gelmiş. Ben boşları toplamayı görev edinmişim. Kızımız heyecanlı, kuzu gibi oturuyor oracıkta. Ne olduğunu anlamadan daha verdik kızımızı. Ben salya sümük sanki kızımı evlendiriyorum. Yalnızca bu görüntüyü görmek üzere gittim Ankara'ya.
Uludağ sözlük sayesinde tanıdığım en güzel insan belki de o. Ciğerimin bir köşesi. Minicik yer yatağında birlikte kımıldamaksızın rahatsız etmemek adına sessizce uyuduğum kadın.
Ne anlatırsan anlat, sorgulamaz seni, kızmaz, üzmez de. Dinler iyiliğimi ister her daim. Onu gelinlik içinde görmek kız milletiyiz işte burnumun direği sızladı. Öyle güzel olmuş ki anlatılmaz. Ben pek beceremem seviyorum demeyi ama bu kadını seviyorum. Bu kadını dinlemeyi de, kendimi dinletmeyi de. Bu gün varlığına ihtiyaç duydum. Ama aramak için geç sonuçta evli bir kadın. He arasam sevgili eniştem kızmaz bana bilirim ama yine de beraber geçen vakitlerinin hırsızı olmak hiç istemem.
Nasip olur da ben de senin gibi gülersem bir gün yanımda sen de ol. Hep mutlu ol.
çocukken aksama doğru uykum gelirdi. özellikle giderdim annemle babamın yatağına yatardim. Çünkü daha rahattı. yorganı çekerdim başıma kadar. yattığımda günlük güneşlik olan hava uyandığımda kararmis olurdu. mutfaktan annemin tıkırtilari ve pismek üzere olan yemeğin kokusu gelirdi. kalkardim hızlıca mutfağa giderdim. annemi öperdim tencerenin kapağını açıp geri kapatırdim.
annenin yaptığı pismek üzere olan ve mis gibi kokan yemek huzurdur. çocukluktur, baba evinin şımarıkligidir.
yapılan yemeği beğenmeyıp dolaptan beyaz peynir çıkarıp ekmek arası yemek zenginliktir.
Kaç zaman oldu hatırlamıyorum, aksama doğru uyanıp o kokuyu hissetmek, yemek beğenmemek, Beyaz peyniri dünyanın en güzel yemeğiymis gibi yemek, annemi ocagin başında öpmek.
evlenSen de, kocan seni çok sevse de, sen kocana bütün varlığınla aşık olsan da, hiç bir ev babanın evinde annenin kızı olma mutluluğunu vermiyor.
itici bir renk ki maviyi severim. kontrast yaratma çabasındaki hatunlar bir vakitler bunu fuşya ile kombine ederlerdi ordan ileri geliyor olabilir sevmemem.
2-3 yıl evvelden önce kıyafetlerde nadiren kullanılan, büyük patlamayla beraber talebin yoğunluğundan olacak ki her yerde kullanır oldular bu rengi.
(bkz: bokunu çıkarmak)
hiç sevemedim bu yazarı nedense. garip garip entryler yazıyor. neymiş efendim kahvaltısını kocası hazırlıyormuş. neymiş efendim akşam kahve içiyorlarmış da neymiş.
açıkçası kahve yapabildiğine bile inanmıyorum. ayağa masaj mı? (bkz: #21482536) ıyyyy iyyyyreeenççç deyip verdim eksini güzel kardeşim.
Entrylerinde kocasına eşim deyişine hasta olduğum yazar. Eşiyle yanyana gözümün önüne geliyorlar.
Çok seviyorum
Çok özled....
Tamamlayamıyorum gözlerim doluyo.
abiye kıyafete en çok yakışan renktir. bir diğeri ise; magenta ve şarap kızılı.
ayrıca diğer adı; parlement mavidir. bu ismi parmelent sigarasında dilimize geldiğini düşüyorum. onun biraz daha açık haline ise kobalt mavi denir.
Eş durumundan tayin ile yanına gideceğim yazar. Ruh eşim. Hediye almış bana. Diş fırçamı da unuttum onda. Hiç sadece diş fırçam alamanyadan geldi. Pahalı biliyon mu? Geliyim de alayım diyorum. Gerçekten şu kadarcık bile özlemedim. (Çarpıldı)
#Yine eksi. Ne istiyorsunuz bu kadına yazdığım nicaltından ya!
(#22754502) kayınvalide deyince aklıma istendiği gün gelen yazar.
21 mart diye hatırlıyorum yanlışım var ise düzeltsin.
Burada belki bir çok yazar bir başka yazarın arkadaşı,sırdaşı hatta sevdiceği olmayı başarmıştır da bu kadın benim başka bir şeyim.
Tek başına girmedi hayatıma. Annesi, babası, teyzeleri, kuzenleri ve profesör emre abi. Sonra eniştelerin en naziği.
iyi ki varsın yazarı. Her aklıma geldiğinde beynimde rengin kahkahası.
( bu entryde sözel reklam uygulaması vardır.) 'parlement' mavisiyle kardeş olandır. hatta içindeki çocuk da diyebilirsin. ya sen hazır mısın içindeki 'saks'ı çıkarmaya?