- Neye soruyorsun bu kadar ne iş yaptığımı?
- Okumuş yazmışa benzersin de...
- Ne olacak okumuş yazmışa benzersem?...
- Okumuş yazmış adam öğüt vermez de, dedi.
- Ya ne yapar? dedim.
- Adamı anlar, dedi, ne yapacak.
Sait Faik Abasıyanık - Alemdağda Var Bir Yılan
Kadınlar yalnız nankör değildirler. Değil başkaları tarafından böyle görülmekten ürkmek, kendi kendilerine bile bunu kabul edemezler.
Sait Faik Abasıyanık - Kumpanya
Hani bazı çocuklar ısrarla bir fena hareketi yapmadıklarını iddia ederler. Hakikaten de yapmamışlardır. Ama yapmış gibi bir halleri de vardır. Yapmamış insanların tabiiliğini bir türlü alamazlar. işte ben o çocuklardan biri gibiydim.
Sait Faik Abasıyanık - Mahalle Kahvesi
Aşkın bir çok rengi vardır.
Mavi,
Koyu mavi,
Kapalı mavi,
Açık mavi,
Deniz mavisi,
Havuz mavisi,
Okyanus mavisi,
Gökyüzü mavisi..
Sen yeter ki iste.!
Hadi gülümse, bulutlar gitsin.! Sait Faik Abasıyanık
Şu karşıki sandalı görüyor musun? Bakın sahile yaklaşıyor. Onu yürüten şey nedir? Kürekleri değil mi? Ya şu uçan martılar! Kanatları yolunsa artık uçabilir mi? Düşünce de böyledir. Dört duvar arasına kapatılmak istenirse kanatsız kuş, küreksiz sandal oluverir ve bütün manasını kaybeder.
Karıcağızının hâlâ pembe yüzünü, oğlunun ikide bir şaplak indirdiği güzel ensesini, kızının kirpiğini bir özleyiş özledi!.. insan radyosunu, radyosunun bulanık yeşil gözünü, kırmızı, yeşil, sarı çizgilerle çizikli gavur şehirleri adı dolu aydınlık yerini de özler miymiş? Allah kahretsin! Özlermiş insan duygulu olunca. Sait Faik Abasıyanık, Alemdağ’da Var Bir Yılan
Durum hikayeciliğinin edebiyatımızdaki belkide en önemli temsilcisi, Bursa erkek lisesinde ilk hikaye kitabını çıkarmış " Yazmazsam çıldıracaktım" diyen Adalı yazar
. Ha bu arada şiir kitabı Şimdi Şevişme Vaktidir çok başarılı bulduğum söylenemez.
Durum hikayeciliğinin Türk edebiyatındaki en önemli ismi.sokakta duyduğu hişt sesinden tutun da bir balığın ölümünü anlatacak kadar sade,günlük hayatından içinde Yazan bir yazar.hatırladığım kadarıyla Bursa erkek lisesi den kovulmuş.ticaret Hayatına atılmasına rağmen batmış.babasının eğitim için yolladığı isviçre de gününü gün edip zevki sefa eylemiş bir yazar.gerçek soyadı abasızoğulllarından dır.denizi seven,rahatına düşkün,sade bir yaşam süren adam.
bu hale gelmemizde bu halde olmamızda ciddi katkısı olan, akşam dönen adalar vapurunun kıç tarafında bira içip adaya özlemle bakan bir garip insan, öykücü.
“Sana koşuyorum bir vapurun içinden
Ölmemek, delirmemek için...
Yaşamak; bütün âdetlerden uzak
Yaşamak...
Hayır değil, değil sıcak;
Dudaklarının hatırası;
Değil saçlarının kokusu
Hiçbiri değil.
Dünyada büyük fırtınanın koptuğu böyle
günlerde
Ben onsuz edemem.
Eli elimin içinde olmalı,
Gözlerine bakmalıyım,
Sesini işitmeliyim.
Beraber yemek yemeliyiz
Ara sıra gülmeliyiz.
Yapamam, onsuz edemem.”
şu anda sait faik'in semaver adlı kitabını okumaktayım. Kitabın arkasında da yazdığı gibi, bizler için hiç anlamı olmayan bir konu, sait faik için oldukça önemli olabiliyor. bu zamana kadar, sait faik hakkında gözlemlediklerim bunlardır. yeni gözlemlere varırsam, buradan tekrar yazacağım.