"...Posta pullarında bir adın kalan izleriyle bir kadın saklıdır
Torbalarıma tıktığım ve güneşe aç, kanıtlarım da hala hayatta.
yakamadım anılarımı gaddar olamadım sen gibi..."
diyerek bizi bizden alan; eski aşkı için sikindirik şarkı sözleri yazan ve bu sayede albümü yüz binler satan kimilerinin * yanında daha çok sahip çıkılması gereken;
"bas gaza aşkım bas gaza" gibi şarkıların sahiplerinin parayı götürdüğü ortamda,
"Darbeler yesende yüreğine,affetmek en asil intikam
Varsa bir duvar dayan
Yoksa bir duvar yarat
Karanlık olduğunda mumdan bir güneş yarat
Kanatların kırılmasın
Umutların nicesi yirmidört karat"
gibi şarkı sözleri yazmasına rağmen hakettiği değeri alamayan sanatçı.
ha diyeceksiniz, hacı bu adamın bir videosu youtube'da 3 milyonu aştı.
derim ki, bu rakam albüm satışlarına hiç yansımıyor.
ben hüsrana komşuyum, istisnalar kaideyi bozmaz, düşersem yanarım, sonumuz yakın mesafe gibi parçaların sahibi, özgün bir rap anlayışı olan, etkileyiciliği yüksek ve gerçek adı yunus olan rapçi.
kendisine küfreden herkesin aynı dilde cevap beklediği cümle mühendisidir. hala da kuru gürültü yapıp sago' yu kullanarak gündeme gelmeye çalışanlar var.
küfürlü parçaları ile müzik arşivime girme hakkı kazanan rapçi. ayrıca şarkıdaki küfürbazla tanışma şerefine de nail oldum. efendi bir çocuk gibi... amma görünüşe aldanmamak lazımmış.
pek sevdiğim bir şahsiyet... kendisi oldukça yüksek genel kültür düzeyine sahip ve yüksek özgüveniyle * göz dolduran bi canlı türü, rapin turkıyede 1 ila 2. nesil arasında bi yerden akrabası...
otuz yaşında palyaço taklidi yapan bir insan. eminim ki bu yaptıklarından o da memnun değil, pişman hatta ancak ekmek parası. orospular da ellerinde imkan olsa fahişeliği seçmezdi. adam 30 yaşına gelmiş hala yoov yoov diyor. bu maskaralık. fars dili okumuş sözleri çok anlamlıymış o zaman şair olsun da edebiyat dünyasında sallasın o çok güçlü denilen kalemini. liseli gereksiz velet güruhunun ilahı olmak bir şey değildir. çünkü bu sivilceli topluluk kendilerine tapınacak rol modeller arar. aradan 5-6 yıl geçtiğinde ise ne salakmışım deyip o sago hayranı olarak geçirdiği yılları dost sohbetlerinde anlatıp kendisi ile daşşak geçer, ortamın komedyeni olur bu yaran hikayeleriyle, bol tişört paspal pantol giydiği günlerle. daşşak geçer gibi görünür ancak ölesiye utanır söyleyemez. savunma mekanizması işte bu.. tıpkı anaokulu müsameresinde mini mini bir kuşu söylediği günü anlatıp daşşak geçtiği gibi.
rapçiler artık büyümeli ve büyüycektir de. rap bir müzik değildir rap bir sektördür. pek de bir numarası olmayan bir sektör önü kapalı üniversite bölümleri gibidir. çocuklara yönelik ürünlerin reklam filmlerinin jingleları olmaktan öteye gidemeyecektir bu sanat dedikleri "şey". zaten gereksiz de bir yapılanmadır. rap nedir? amerika'daki afrika kökenlilerin, zencilerin sosyal, iktisadi, kültürel sorunlarını anlatan bir müzik olarak doğmuştur. yani kuzey afrikalı birkaç gencin popüler ettiği bizim buraların arabeskidir rap. bu topraklarda rap aşısı tutmaz. çünkü burada zaten köklü bir arabesk kültürü var. rap ancak çocuk uğraşı olarak kalacak bu yüzden. rapçilerin büyük bir bölümü de bunun farkında. farkında olmayanlar çocuk zaten. ama ekmek parası işte. sago falan hikaye aç bir cemal süreyya şiiri oku da gör anlam derinliğini, edip cansever oku. rap neymiş lan! sikimden aşşağı.
disstortion ep ile diss olayında da yeteeğini konuşturmuştur. ve özellikle cezayla olan davasından sonra sık sık bundan sonra mahkemeye taşıyacağını belirtmiştir küfürlü dissleri. yani evet değişmiştir. bu kimine göre iyi kimine göre kötü bir değişimdir fakat döneklik vs. olarak algılamak saçmalamaktır. diss atan kişierde dava olayının gayet bilincindedir. bunu bilerek atmıştır.