en yakınını katakulle yaparak tokatlayıp dolandırmak, icabında öldürmek.
ve yeri geldiğinde hiç tanımadığı biri için kendi canını hiçe sayarak ölümüne yardım etmek ülkemize özgüdür!
Herkesin her şeyi bilmesi. Herkesin ahlaklı olması. Herkesin doğru olanı yapması. Herkesin hiç bir şey bilmemesi. Herkesin ahlaksız olması. Herkesin yanlış yapması.
Birey olmayı beceremeyen insanlar ve onların diğerlerine birey olarak davranamamaları.
Yahu bir dur, bir düşün… Karşında kim olursa olsun onun bir alanı var, onun düşünceleri var, onun düşünceler alanı var, onun seçimleri var, onun varlığı var.
Bütün bu alanlara pat diye girmek istediğine emin misin? Müdahale etmek istediğine emin misin? Bütün bu alanlardan herhangi birine ya da birkaçına, pat diye girişme saygısızlığında bulunacak mısın?
Sokağa çıktığımda bazıları yanımdan geçerken, iri yarı bir adam olarak, “acaba saldıracak mı” diye düşünüyorum sebepsizce. Düşünebiliyor musunuz, yanımdan insanlar geçiyorlar ve ben onları kontrolsüz hayvanlar olarak seziyorum istemsizce.
Bu seviye bir primatlık ile karşı karşıyayız… her şeyi çok bilen cehalet ile karşı karşıyayız.
Kendi küçük akıllarının içinde, keyif içinde olanlar, maalesef o akılların dışarıyı iyi analiz edemeyişiyle yaşayıp gidiyorlar. Ve maalesef bazen akıllılar delilere ayak uydurmak zorunda kalıyorlar.
Küçük bir çocukken, iskelede oltamla beraber balık tutuyordum. Yanımda yarım somun biraz ekmek ve bir de içi su dolu kovam vardı…
Bir an için bir şey yapmam gerekiyordu ve ekmek arkamda kalmıştı. Daha sonra birden yanımda kızıl kıyamet kahkaha atan bir kuzenimin sesini duydum.
Martı ekmeği kapmıştı, ve iskeleden gagasında ekmekle beraber denizin üzerinde süzülüşünü izlemiştim.
Buradan anlatmak istediğim küçük bir çocuk olarak ekmeğin balık tutmakla ne ilgisi var hakkında değildi, ya da balık tutmayı sevdiğim de değil. Aslında balık tutmak benlik de değil.
Ekmeği kapan martı, doğası gereği hayvaniliğini icra ediyor. Küçük bir çocuk olarak martıyı korkutamazsın, çünkü o cüsseden anlar. O kendi doğasını icra ediyordu, hayvaniliğinin emrettiği gibi. Aşağıladığımdan değil, onun aklı o kadarına el veriyordu ne yapsın hayvan, aldı götürdü ekmeği. Fakat bizim toplumumuzun geneli de aynı bu martı gibi işte. Hep bir kurnaz, hep bir alt seviye. Nasıl çalarım, nasıl çırparım.
Bu seviye işte nezaketten uzak, insanlıktan uzak, insani değerlerden uzak ve en önemlisi de saygıdan uzak…
Protesto sırasında... sultanahmetde çinli diye koreli dövmek...
Rusyayı protesto edicez diye hollanda konsolosluğu önünde eylem yapmak... hollanda bayrağı yakmak.
Aylar sonra ikinci bir protesto yapılması öncesi hollanda konsolosluğunun bu davarlara açıklama yapması... aha adresleri şu bayrakları da bu renk diye, ruslar için.