hayallerimin asla gerçekleşmeyeceğini düşünerek kendime mükemmelliyetçi etiketi yapıştırıp bir süre sonra hayali olaylarla yaşamaya başlama, hayali kişilere yazı yazma ve kullanılan ilaçlar sebebiyle görülen halisünasyonlara kendini kaptırma.
yirmi dairelik apartmanda her dairenin bir arabası olması akabinde bu garibanlık denen şeyin yarattığı duyumsama. amk sadece bana mı oluyor bu parasızlık.
kolum kaşınıyor, kaşıyorum sonra bakıyorum kaşınan yer orası değil. biraz daha aşağısı kaşınıyo gibi oluyo, oraya yöneliyorum orası da değil. bu nasıl iş amk.
Kapılar açık olduğunda dehşet bir rahatsızlık duyma.. Avm'nin umumi lavabosunun kapısını bile kapatıyorum, böyle bi takıntısı olmayan biri girdiğinde de delleniyorum hallice.
Bir şey yaptığınızda beklediğiniz takdir duygusu. mesela siz çok zorlamıştırsınız kendinizi aylardır aç kalmışsınızdır kilo vermek için yahut bir projeyi eksiksiz tamamlamak için haftalarca çalışmış, gecenizi gündüzünüze katmış belki de 3 saatlik uykuyla gezmiştirsiniz tüm gün. yapılan işin zorluğuyla beklenen takdir isteği artıyor hep bende 50 kişi çıksa aferin bluebird negzel olmuş afferiiiyynn!! dese yine yetmiyo arkadaş ne tür bi insanım bilemiyorum. başkasında da oluyor mu diye hep merak etmişliğim var.
ingilizce öğretmenliği 3. sınıfta olmama rağmen, hala ne zaman mr. simith, mrs. simith'i okusam gözümde ilk olarak bir tane susamlı simit canlanıyor. sonradan geliyorum kendime, onların insan olduğunu anlıyorum. çocukluktan kalma bir alışkanlık, bir his olsa gerek.
Hiç dolapta çikolata saklayacak kadar zengin olmadık. Misafirliğe gittiğimiz yerin dolabında görünce "yemeden nasıl duruyorlar amk" derdim. Bu sadece bana mı oluyordu acaba?