her maça fırat aydınus gibi ellerini gökyüzüne açarak dua edip çıkması ve o duanın her seferinde onu kurtaracağını sanması.
maç sonu galibiyet sevinci gösterileri sonrası herkes soyunma odasına giderken tribünlere oynaması. formasını çıkarıp üzerinde secde etmesi. galatasaray aşkıyla yanıp tutuşuyormuş gibi görünmesi.
bir de bursa'ya yanılmıyorsam 2006-2007 sezonunda 70 metrelik bir depar attıktan sonra süper bir gol atmıştı kameralar bile takip etmekte zorlanıyordu sabri'yi.
efendiliği, mahallesinde sevilip sayılması, genç yeteneklere abilik yapması, el öptürmecede kaleye gönüllü geçecek kadar mütevazi oluşu ve daha bir çok unsur.
samiyende ne açıda olursa olsun topu hep eski açığa vurması.hagi kornerden gol atardı idmanlarda sabri de her açıdan eski açığa vuruyor topu,yani sabri de bir nevi illüzyonist efendim.
yıl boyu kendince çalım ve şut denemeleri yapması, bunlardan sadece bir ya da birkaçının adam gibi gerçekleşmesi ve sonucunda mükemmel futbolcu olması.