artık galatasaray'dan gitmesi gerektiğini düşündüğüm oyuncu.
yıllar önce bordeaux'a tesadüf eseri attığı bir golle hatırlandı, açtığı birkaç ortası gol oldu, buralara kadar geldi. sonrası yok. kendini doğru dürüst geliştirmiş değil. mizah malzemesi oldu, takımın resmen maskotu haline geldi, herkes dalga geçmeye başladı; ama öyle böyle aldığı paralarla şimdi ferrari'ye biniyor. geçen yıl 3-2 yendiğimiz real madrid maçında yaptığı asist gibi tek tük zoraki örnekler çıkar anca.
arabesk taraftar profili yüzünden takımda kalmaya devam ediyor. halbuki profesyonel futbolda bu kadar çok duygusallığa yer yok. vefa mefa, bir yere kadar.
son günlerde mancini'nin sabri'yi göndermek istediği haberleri çıktı. umarım doğrudur. olursa mancini'ye olan saygım daha da artacak.
yine de sabri'ye şimdiye dek takım adına yapmış olduğu şeyler için teşekkür ederim, yolu açık olsun.
gaziantep bşb macinda kacirdigi penaltıyı ve bu penaltidan sonra aptal aptal siritmasini unutmayacagim herif. seni 10 senedir takimda tutan yoneticilerin.....
rıdvan dilmenin şu sözleri kendisiyle dalga geçen kesimi biraz daha azaltmaya yardımcı oldu, azıcık milliyetçi olan adam bile bi kez daha düşündü: -sizin o dalga geçtiğiniz sabri'nin , 2008'de almanya maçında size yaşattıklarını unutmayın-
abartıldığı kadar yeteneksiz olmayan futbolcu. ergenler öğrenmiş bir kere "ccc zabri reyiz ccc xde" demeyi dalga geçtiklerini sanıyorlar. siz elinizi nasırlandırırken adam porscheden inip ferrariye biniyor.
drogba,sneijder 10 hata yapar 9' u görmezden gelinir. sabri 9 güzel hareket yapar bir hatasında yemediği küfür kalmaz, günah keçisi seçilir. Bence herkese aldığı ücret kadar tolerans tanınmalı, sabriye yazık edilmemeli.
şimdi,
öncelikle bu adama son 10 dakika maça girip, "iyi orta yapamadığı" ve sonrasında penaltı kaçırdığı için "takımdan gitsin" diyen fahişelere selam olsun.
bu yazdıklarımı "yağmurdan ayağı kayıp çalım yediği maçtan" veya az önce söylediğim gaziantep bşb maçından sonra yazsaydım yemediğim küfür kalmazdı. allahtan bugün ilk golde kontra atağı başlattı, ikinci golün de ortasını yaptı da. bu salakların sessiz kaldığını bildiğimden yazabiliyorum.
amına kodumun pezevenklerine her gün söylüyorum. bu adamın kariyerinde ilk 11'de başlayıp da kötü oynadığı maç sayısı 10'u geçmez.
bu adam büyük takım oyuncusudur.
fenerbahçe maçında oynatırsan pişman olmazsın.
beşiktaş maçında,
trabzon maçında,
liverpool maçında,
bordeaux * maçında,
real maçında oynatırsan pişman olmazsın.
almanya maçında oynatırsan pişman olmazsın.
iyi oynadığı büyük takım maçlarının hepsini sayıp önünüze videosunu koymak vardı da şimdi,
dua edin şu anda uğraşmam gereken çok fazla derdim var.
futbola başladığı ilk maçtan itibaren bu adamı izleyen ve en çok seven kişilerden birisi olarak söylüyorum bunu.
yani öyle "kaç kere izledin ki lan" falan demeyin diye.
beyninin sağ arka lobunu siktiklerim. göt olmaktan zevk alıyor bunlar.
2009'da göt oluyorlardı hala da oluyorlar, babadan oğula nesil herhalde bunlar.
bakın bu adamın küçümsenmeyecek bir futbol zekası vardır.
oyun kuruculuğu vardır, bakın bunu öyle her bekte bulamazsınız.
hızı vardır.
agresifliği vardır.
mücadelesi vardır.
çok fazla orta yapar.
çok az top kaptırır. kaptırdığı zaman 10 saniye geçmeden tekrar kapar.
tekniği vardır.
sert şutları vardır.
vs.
bu özellikler eğer dünyada başka bir ülkeden, mesela ispanya'dan çıksa real madrid'de rahat oynardı şimdi,
eğer almanya'dan çıksa dortmund'da reus'un yerinde oynardı bu adam.
şimdi "abartma lan" diyorsunuz değil mi?
işte bu kadar malsınız.
kendi ülkenizin kapasitesinin farkında değilsiniz. hatta bu saatten sonra farkına varsanız bile bir boka yaramayacak.
zaten esas mevkisi bek değil, onu fatih terim bek yapmıştı.
ama kısa zamanda bek de oldu mücadeleci karakterinden dolayı.
kendi ülkenizin oyuncu yetiştirme anlayışına küfür etmek yerine, çıkardığı oyunculara küfür ediyorsunuz.
salaksınız çünkü.
profesyonel futbolu sizin sokakta, halı sahada oynadığınız futbol sanıyorsunuz.
çünkü gerizekalısınız.
bu mücadele ruhuna sahip bir adamı "neden milli takımda değil" diye sorgulamanız lazım.
bu adam şu anda sizin yüzünüzden milli takımda değil yavşaklar.
bir çalım yiyip de bütün ülkenin nefretini kazanmasın diye.
emin olun bundan.
başka hiçbir nedeni yok.
bu adam eğer milli takımda olsa fatih hoca kesinlikle görev verirdi.
zaten gökhan milli takım maçlarının hiçbirisini sikine takmadı bu güne kadar.
alternatifi olmayan bütün futbolcuların psikolojisidir bu.
eğer bir futbolcunun alternatifi olmazsa, aşırı rahat hisseder kendini.
ve bir futbolcu sadece uzaktan sert şutlarının tribünlere gitmesiyle, kötü orta yapmasıyla, formasının arkasına yanlışlıkla "sarbi" yazılmasıyla "kötü" olmaz.
kötü bir futbolcunun galatasaray'da ilk 11 oynama ihtimali yoktur.
real madrid maçına kurtarıcı olarak girme ihtimali yoktur.
anladınız mı götverenler?
anladın mı "batı özentisi olmasına rağmen, almanya'da yabancı kriterinin olmadığını sanan" mehmet demirkol,
anladın mı "hakem" bünyamin gezer,
anladınız mı öteki puştlar?
eğer bir daha saydırmaya yeltenirseniz, size bu entryi hatırlatacağım.
hadi eyvallah.
edit: erman toroğlu nerede diyen arkadaş, erman toroğlu sabri'nin kötü futbolcu olduğunu söylemedi merak etme. o yıllardır yorumcu. nasıl oynadığını biliyor sabri'nin.
geçen yılda 2 maç parlamış sonra tekrar sabriliğe dönmüş sabridir. sabri bu amk yani ondan beklediğimiz potansiyeli fazla yüksek tutmayın. her an düşebilir.
bunca yıllık galatasaraylıyım ilk defa sabri nin bu kadar iyi oynadığını gördüm. O sahada eboue yi görmektense sabri oynasın saç baş yoldurtsun. Forma ıslansın o bize yeter.
(bkz: üstünüzdeki forma güç verir size hakkını verin sadece)