kaval kemiğiyle bile asist yapan (yunanistan maçından bahsediyorum)ender rastlanan Allah'ın çarşambalısı... ayrıca gol olduğu zaman da bayram çocuklarının şeker kapışı edasıyla sevinen bi futbolcu.
sabri, tipi itibari ile de, ilkokulda 'evlat' yaptığınız, lise de önünü kesip dövdüğünüz,üniversite de siz kızlarla gezip tozarken,kahvede okey oynarken not tutan ve elinden notları zorla aldığınız, kızların ilk onbirinde asla yer bulamayan, öğrenciye benziyor. oralarda kendinizi bir bok sanarken, gerçek hayata hiçbir bok olmadığınızı öğreten, iyi bir maaşla, iyi bir şirketin müdürü, işini seven iyi çalışani olmuş o çocuğu çok hatırlatıyor sabri.
futboluna yapılan * eleştirilerin yanında, alttan alta,''şu sümsükten daha iyi oynarım'' diye de düşünüyorsunuz. profosyenel futbol gibi, dünyanın en zor arenasında, 6 yaşından bu yana süren hırsı ile, çalışkanlığıyla, mücadele azmiyle sabri'nin değil, her şeyi bilen havanızla, okuldaki popülerliğinizle, klavyenin gerisindeki ben ne söylersem odur havanızla, şu şahane! görünümünüzle sizin olmanız gerekir diye düşünüyorsunuz. yoksa sabri gibi, nice topçu geçti bu ülkeden. ayağını kımıldatmadan, milyon dolarlar cebe attı. ama çekemediğiniz mahallenin sümsük çocuğunun çalışıp başarması. nihat kahveci yurtdışına giderken söylenenleri bilmem hatırlar mısınız? şimdini yalamaktan yorulan dillerinin o zaman , bu ezik! görünümlü çocuğa ne salvolar attığını?
sabri de nihat'da bana göre bu ülkenin ihtiyacı olan bulundukları yere ter akıtarak gelmiş insanlardır..
hayatında hiçbir kuruş çalışarak kazanmamış,baba parası ile yoktan yere götü kalkmış, her boku bildiği gibi futbolu da, hep en iyi kendi bilen bebelerin, sevmemesini çok da umurlayacak insanlar değildir.
hakkında transfer haberleri artık abartı bir hal almıştır. aşağıda gördüğünüz her satır, ortalama futbol bilgisine sahip bir insan tarafından kahkalarla karşılanacaktır;
sevilla'nın milli futbolcuyu 7 milyon Euro bonservis ücreti karşılığında renklerine bağlamak istediği öğrenildi.
Sevilla, 32 milyon Euro'ya satmaya hazırlandığı kaptanı Daniel Alves'ten doğacak boşluğu Sabri ile doldurmayı planlıyor. ispanyollar, sağ kanatlarını Sabri'ye emanet etmeye kararlı.
üzerinden kara bulutlar eksik olmayan futbol güneşimiz. çocuk önce liverpool'a gidicekti olmadı, sonra fiorentina işinde pürüz çıktı.. şimdi de milan ayak sürüyo.. nedir bu şanssızlık, bu bahtsızlık.. çok şey kaçırıyosun avrupa, çok.. **
bu ilk galatasaray a takıma fatih terim zamanında çıktığında bir juventus yöneticisi sabri'yi hiç düşünmeden juventus'a adırırım demişti. acaba aynı kişi sabri'yi hala izliyorsa aynı düşüncelere sahip mi yoksa ben ne bok yedim diye düşünüyor mu çok merak ediyorum.
sadece fatih terim'in görebildiği bir ışık var bu adamda. fatih terim'in has adamı olmak için ne yaptı, nasıl göze girdi bilinmez. ama bilinen bir şey var ki büyük imam kadroda olmadığı için cemaatin saha içindeki temsilcisi bu adam olacaktır.
her an tribune cıkıp üclü çektircek izlenimi veren futbolcu. son fiorentina gazı ile son maçlarda iyi görünmesine rağmen gelecek sezon yine saçmalama potansiyeli yüksektir.
kaza ile falan fiorentina'ya sağlam paraya satılırsa, türk futbolunda elvir balic'den sonra avrupa kuluplerine atılan en büyük kazık olacaktır. *
ayrıca kendine özgü saç stili ile italyan modasında yeni bir ikon olarak gösterilmesini merakla beklemekteyiz.
kupa töreninde platforma gelirken, ntv spikeri, taraftarla diyalogu çok iyi, taraftar çok seviyor onu dedi. sanırım kibarca futbolcudan ziyade amigo havası var kendisinde demek istedi.
hakkını yememek lazım ki ilk yarıda stinger füzesi tadında ve çataldan dönen şutu mükemmeldir. ha bu şuttan gaz alıp akabinde 3-4 tane daha uzak mesafeli rezalet şut çıkarmıştır o ayrı. ne kadar kazma da olsa üzerindeki formadan dolayı kızamıyoruz işte, duygusallık oluyor hele böyle kritik haftalarda.