her maç bütün gücünü otaya koymasıyla, ciğersiz denilebilecek kadar koşturmasıyla, her maç kesinlikle kaleye şut çekip kırk yılda bir gol atıp golünün güzelliğiyle alkışlanmasıyla, oyunculara çalım atma konusunda fazla bir eksiği olmamasıyla, çalımları atıpta önü boş kaldıktan sonra da bir türlü orta yapamayıp galatasaraylıları çıldırtamasıyla, fırıldak, hareketli bir yapısıyla daha 23 yaşında olan koyu cimbomlu bir oyuncudur.... ayrıca şuanlarda kadro dışı bırakılması düşünülen bir futbolcudur.
oynadığı her maçta tribünde kesin bi arkadaşı var bunun. topu oraya göndermesinden belli. ama yok lan günahını almayayım kaleye attığı beş şutun, birinde bile tutturamayan adam topu arkadaşına nasıl atsın.
galatasary altyapsının yetistirmiş oldugu en kazma, en karaktersız,en yeteneksız oyuncusudur.hıc mı orta calısmazsın, a takımda 7.sezonu ve bir arpa boyu kadar yol alamamıstır.giydiği formanın degerını sadece sözde bılmektedır, özünde icinde bilmiş olsaydı bugun bu kadar ınsanı kendıne kufur ettırıyor olmazdı.umarım en kısa surede defolur.
hem kendini hem bülent korkmazı ipten alıp, kendisini eleştirenlerin eline vermiştir. ntvspor muhabiri bile az önce ercan taner'e maçı anlatırken sabri'nin golü derken kıkırdamıştır.
elbette ki her normal insan gibi beni de sevinçlere boğmuş olan futbolcudur. ayaklarına sağlık, sağ olsun, bir tanesin, aslansın ama şu da var şimdi aga; son dakika golünü atarak takımı bir üst tura taşıdığı için mükemmel futbolcu ünvanını alacak değil. eleştireceğiz elbette, elbette yine aynı hataları yaptığı zaman, ''bordo'ya o golü attı ya, artık taraftarların ırzına geçse sesimiz çıkmaz'' demiyecez. sonuçta topu dağlara bayırlara attığını cümle alem biliyor.
an itabariyle, beni ağlatan futbolcudur. utandım sabri sana etmediğim küfür kalmamıştı, ama sen bugün yuuzmu kara çıkarttığın için minnettarım sana. kranponunun bastığı çim olayım sabri, ez beni! helal sana koçum böyle devam et, butun gsli taraftarların canını ye.
attığı şut çok kritiktir zira gol olmaması durumunda sabrinin gs ile olan ilişkisi tamamen bitecekti . sürekli aşağıladığımız bir adam , böyle bir insiyatif aldıysa son dakikada helal olsun , lincoln-meira-baros golun 5 dakıka evvelinde şut çekmemek için paslaştıklarını da hatırlarsak böyle bir delikanlılık ancak samsunlu sabrimizden beklenirdi . helal olsun lan sana ..
26 şubat 2009 galatasaray fc bordeaux maçında takımının 4. golünü atarak turu getirmiş olan futbolcu..
şimdi kalkıp ''kendisine laf edenler, siktr çekenler, küfür basanlar mutlu oldular mı?'' diye sorulması beklenir lakin bu da sanki pek uygun bir soru değildir.. yanlış anlaşılmasın kesinlikle sabri küfür hakeden bir adamdır, futbolcu falan değildir demiyorum, öyle bir hakkım da yok zaten ama zaman zaman aynı davranışlarda bulunan (futbolcusuna bağırıp çağırmak suretiyle) ben de kendi kendime lafı geçirmiş olurum..
neyse bunlar ayrı mevzuular da ben sabri sarıoğlu'nun gerçekten de yürekten galatasaray'lı olduğunu düşünüyorum.. bugün attığı gol onu elbette bir dani alves yapmaz ama yediği küfürleri de, hakaretleri de o kadar hakettiğini sanmıyorum.. adam nihayetinde çıkıyor sahaya, yapıyor mücadelesini ama elinden gelen bu.. o da ister bugün yaptığını her maçta yapabilmeyi ama olmuyor işte.. adamın yetenekleri belli.. lakin onu ayıran ve bence takdir edilmesi gereken bir yönü de var; adam üstündeki forma için oynuyor..
bir de ben kendisinin eğitilmesi, iyi yönlerini ortaya çıkaracak şekilde kendini ifade edebilmesi konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.. yani kazanılan bir maçtan sonra ele mikrofon alıp rakip takımın anasına sövmekke değil de başka şeylerle ilgilense sabri, hem kendi taraftarı hem de rakip takım taraftarları için antipatik oyuncu olmaktan çıkıp sempatik oyuncu olma yoluna girecektir belki de..
sonuçta kılı döndüğü için oynamayan, sivas soğuk diye deplasmanlara gitmeyen lakin attığı bir ''no look pass'' tan sonra tribünlerin yıkılmasını sağlayan adamlar kadar sabri de üstünde taşıdığı forma için ter dökmektedir..