sabahları babanın demlediği çay

    1.
  1. her tipik türk ailesinde sabah erkenden kalkan anne kahvaltı sofrasını hazırlamış yavrularını ve eşini kısaca ev ahalisini yuvadaki dişi kuş misali şen şakrak uyandırır

    -what iffffffff öküz gibi yatıyosun hergün kalk artık! insan gibi yatmasını da kalkmasını da bilmiyosun. öğretmen olcak bunun böylesi!

    tabi bu nadiren gerçekleşen senaryolardan biri zira çalışan bir anneye sahiptim ömür boyu. velev ki güzellik, baba şu 2 posta çalışan emekçilerden biri bizim. genç de daha 50yi bulmadı henüz. annenin yokluğunu aratmamak için kalkar erkenden. alışılagellmiştir artık. sırasıyla sigarasını yakar mutfağa yönelir. çayı demler eğer eksik varsa evde bakkala gider çay demlenirken seslenir içeriye en güzel en şefkatli nidalarıyla;

    - what if yavrum çay var içeceksen. sigara da aldım sana.

    e gel de sevme bu adamı. gözleri ovuşturula ovuşturula babaya gidilir. eğer utanmıyosam * babanın kucağına oturulur öpülür sevilir "babaların en annesi" diye dalga geçilir. yüzündeki tebessümü çayla karıştırır bardakta uzatır şefkatli elleriyle.

    fondipnot: seviyorum be sözlük ilk aşkım babamı. öyle böyle değil
    42 ...
  2. 17.
  3. baba eli deydiğinden lezzetli olan çaydır. keşke hergün soframızda olsa da çayı yine ben demlesem.
    3 ...
  4. 6.
  5. iyidir, hoştur, içilesidir de annenin yaptığı gibi olmaz. en azından babam annem gibi yapamıyor çayı. su tadı geliyor, ki bundan nefret ederim.

    (bkz: babaya bsgçk demek)
    3 ...
  6. 2.
  7. en cuzel çaydır, baba çaydır.
    4 ...
  8. 5.
  9. hiç unutulmayacak çaylar arasındadır. dedenin ansızın vefatıyla okul zamanı anne memlekete gitmiş baba 2 aç yavru ile başbaşa kalmıştır. ne yapacağını merakla bekleyen gözler vardır. acaba diye soru işaretleri vardır kafada, başarabilecek midir ? baba neticede. görmemişsin ki hiç tavaya yumurta kırarken.* gel bakalım der kafanı okşayaraktan beraber yapalım kahvaltıyı annen yokken. gidersin peşinden babanın. hoşuna gitmiştir babayla beraber kahvaltı hazırlamak.

    çayın suyunu koyar koymaz, tavayı ocağa koyar. yağ kızdığında 3 biber, 1 adet dilimlenmiş domatesi tavaya bırakır. menemen gördük tabi ki o zamana kadar ama bütün bütün atanı hiç görmemiştik. hafif bir gülümseme oluşur suratta, bu nedir baba diyerekten. baba bakar şöyle bir tavaya başlar biz askerdeyken kahvaltıda anca zeytin-ekmek yerdik diye anlatmaya. dinledikçe anlamaya çalışırsın bir baba evladını neden bu kadar sever.*

    kahvaltı hazırdır, çay getirilmiştir. baba alnının akıyla atlatmıştır bu durumu keyiflidir. eline alır çayı dökmeye başlar bardaklara, oğlum sende suyunu koy der. babanın koyduğu her demin üstüne bir parça su koyularak çaylar içilmeye hazır hale getirilir. babanın kestiği ekmek dilimlerinden birini, yumurtanın sarısına bandırıp ağza attıktan sonra o çaydan alınan bir yudum, o çayı unutulmayacak bir çay haline getirmiştir. hayat budur; babanın öğrettiği şeylerin üstüne kendinden bir şeyler katarak hazır hale gelmek.
    2 ...
  10. 9.
  11. ohh mis gibidir. tadını hiçbir şeye değişmem.
    2 ...
  12. 4.
  13. ailesini çok seven babanın eylemidir. ne mutlu böyle bir babaya sahip olan aile bireylerine.
    1 ...
  14. 14.
  15. tadı, rengi, kokusu yoktur ama iştah kabartır. içmek istersin imkansızdır. "bu ne biçim çay ya" diye naz yapmak gelir içinden, bıyık altı bir gülümsemeyle "beğenmiyorsan içme eşşek sıpası" cevabını beklersin ama ne naz yapma ihtimalin vardır ne de azarlanma, şakayla karışık..

    velhasıl sabahları babanın demlediği çay içilebilecek en güzel çaylardandır. tabi bir demleyeniniz varsa.
    1 ...
  16. 20.
  17. sözüm meclisten dışarı da acaba manyak mısınız yoksa uzayda mı yaşıyorsunuz.
    baba * bu. "laaaaaan kalkın biriniz çay demleyin" diye seslenmez mi genelde. daha olmadı havaya iki el sıkar, yani çay demleyin anlamında.
    insanın babası çay mı demlermiş.
    1 ...
  18. 11.
  19. Bundan 7 yıl önceydi . Hala tadı damağımdadır .
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük