aurelionun kaçırdığı penaltı için trajikomik denmiş. nesi trajik ne için düşünmeliyiz aurelio penaltı atarken ayağının kaymasına dikkat etmeyen hovarda bi futbolcu mudur? bu mu çıkar sonuç olarak.
2010 - 1919 = 91 hesabını yapamayan personellere sahip bir gazete. gazetenin genel yayın yönetmeni erdal şafak 20 mayıstaki yazısında, bu rezaletin nedenini toplu körlüğe bağlamış ve bu hatanın sehven yapıldığını söylemiş. gece müdürü kemal kök durumu fark etmiş de, kalan baskıları düzeltmişler en azından.
http://www.gazeteden.com/...om/photos/large/sabah.jpg bu adreste 81.yıl rezilliği tam sayfadır. arkadaş o kadar kontrol edersiniz nasıl farketmediniz? 10-20 tane de basmıyorsunuz ki bu mallıkla en az 200 bin gazete bastınız.*
fark ettim ki artık, internet sitesinde temcit pilavı gibi aynı magazinsel haberleri bir kaç ayda bir döndürüp duruyorlar, kalitesi gittikçe düşen gazete, ciner grubunda iken daha iyiydi, turkuvaz grubu bozdu.
hitini arttırmak için sıradan haberleri onu geçlim röportajları bile artık, tıkla resim önüne gelsin şeklinde yayınlayan salak webmasterlara sahip yancı oluşum.
tayyip başbakan olduğu an el attığı tmsfnin özelleştirip , tayyipin damadına verilen ve yandaş medya olarak kullanılan , gerizekalı yazarların birarada bulunduğu gazete kuruluşu.
tiraj rakamlarında ilk 5 e muhakkak giren gazete. çok el değiştirmiş gazetelerden bir tanesidir. 2-3 yıl önceki sabahla bugünkü sabah arasında zerre kadar benzerlik yoktur.
taraf gazetesinden sonra ülkenin en kaliteli 2. gazetesi. flaş haberleri, spor servisi, magazin haberleri olsun her zaman gerçeği yansıtır. yaptığı gerçekçi, tarafsız haberleriyle halkın beğenisini kazanmıştır.
bak aslında sabah bile sabah olmak istememiş yine.
sinüslerin dolmuş, gırtlağında balgam.
kahven yine sek ve yamuk sarmışsın sigaranı.
aynaya bakmamışsın yine, yüzünü yıkamayı da unutacaksın çok bariz.
geceden kalmışsın ötesi yok.
bi' kaç saat uyumuşsun, ishalimsi sıçmışsın, sifon kimin umrunda.
yine bi' alkol sabahındasın aslında.
yine herşeyinde bi' sabah yorgunluğu.
sigarandan bi' nefes almışsın üstüne yutkunmuşsun.
daha dumanını salmadan bi' yudum da kahve mi?
herşeyi birbirine katmışsın.
dün gece ne de çok düşünmüşsün.
kendini karıştırmışsın.
sek içilirmi o merek.
sabahı mı özlemiştin?
dışarı nasıl çıkacaksın?
güneş bile üşenmiş, sen kimsin?
Yaşanmamış günler vardır
Ümit edilen
Gidilmemiş yerler vardır
Düşte gidilen
Söylenmemiş sözler vardır
Hayal edilen
Bu sabah bir büyü taşıyor sanki
Olmamışı olacak eden
Bu sabah coşkuyu getiriyor
Yarınsız kalplere
Bu sabah özlemi götürüyor
Gelecek günlere
Bu sabah aydınlığı müjdeliyor
Ayrıldığı geceye
Bu sabah her şeye söz veriyor
Uyan da dinle
Yaşanmamış anlar vardır
Ömür verilen
Duyulmamış hisler vardır
Arzu edilen
Görülmemiş renkler vardır
Siyaha zincirlenen
Bu sabah bir büyü taşıyor sanki
Olmamışı olacak eden
Bu sabah coşkuyu getiriyor
Yarınsız kalplere
Bu sabah özlemi götürüyor
Gelecek günlere
Bu sabah aydınlığı müjdeliyor
Ayrıldığı geceye
Bu sabah her şeye söz veriyor
Uyan da dinle *
" Güvercine yasak şahine özgürlük " diye dtp kapatılmsaına biaen manşet atan ak gazete.
başbakanın damadının olduğu ve akp yalakası bir basın olduğunu düşünürsek bu tarz bir başlık bizleri şaşırtmıyor aslında.
internet sitelerinde canlı yayında ışınlanma başlığıyla verdikleri video, kesinlikle izlenmelidir.
umarım bu sitenin gazete olan sabah'la alakası yoktur. umarım bir şeyleri yanlış anlamışımdır. eğer canlı yayında ışınlanma dedikleri gerçekten bu videoda bahsedilense, bu insanlar bizimle taşak geçiyorlar.
ben bu gazeteyi ta calik a satilmadan ve iktidar yalakasi olmadan öncede cok itici bulurdum. yani yazarlarindan tut ne bilim hincaliydi yavuz donatiydi,simdi emre öküz ünden ,nazli ilicak a,savas ay denen ajitasyon canavarina bok oglu bok birsey. ayse teyzeyide yazar yapmislar. galiba en son türkiyeye dönüste ucakta alip okumustum. elim simsiyah olmustu.bana sagladigi tek yarar,ellerimi yikamaya gittigimde cisimin geldigini hatirladim,o kadar
4 ekim 2010 pazar tarihinde ve her pazar gününde the new york times eki verecek olan gazete. gazete türkçe çıkacakmış ama kaç sayfa çıkacak, fiyatı ne olacak belli değil. koskoca the new york times veriyoruz boru mu deyip fiyatı uçurmazlar inşallah.
benim bildiğim istanbul'da international herald tribune satılmaktaydı. yani the new york times türkiye'ye ulaşıyordu. demek ki bir de türkçe ulaşmak istemişler.( ya da ingilizce çıkan gazete yetersiz kaldı heralde).
yine de böyle bir şeyin olması güzel. sabah ayrıca tanınırlığını da artıracak böylece.
yataktan çıkıp çıkmamayı, işe gidip gitmemeyi, istifa etmeyi, bir beş dakika daha uyumayı, beş dakikanın sonunda beş dakika daha uyumayı düşünmeyi periyodik olarak tekrarladığım zaman dilimi. her sabah gregor samsa oluyorum. sonra foseptik çukurundan uyanıyorum. kendime geliyorum. işe gidip istifamı vermek için yola çıkıyorum. iki otobüs bir taksiyle çalıştığım yere varana kadar benden daha böcek yüzlerce insanla karşılaşıp istifadan vazgeçiyorum. başlıyorum çalışmaya, başlıyorum çalışmaya... mayakovski* hesabı; insan bir makinedir.
bugünkü manşeti inanılmaz derecede eziklik içeren gazete. " çifte açılıma ab'den ilk alkış " (bu manşet). bu da manşetin altındaki küçük yazı; " ab'nin 14 ekim'de açıklayacağı ilerleme raporu'nda demokratik açılım ve ermenistan'la uzlaşı 'olumlu not' olarak yer alacak."
diğer akp basını böyle bir utanç verici manşet atabilir, onların seviyesine yakışır, ama sabah gibi bir gazete bunu yapamaz. bu ülkenin önemli ve büyük gazetelerinden biridir sabah (bazıları o eskide kaldı diyebilir). sabah büyük bir gazete gibi davranmalı, bulunduğu durumun hakkını vermelidir. ne yazık ki tmsf'nin el koymasından sonra git gide kalite ve imaj kaybı yaşıyor bu gazete. bugüne kadar böyle çok yanlışlar yaptılar ama bu seferki baya büyük.
umur talu'yu kaçıran/küstüren/yıllardır fikirlerini paylaştığı köşesinden soğutan sansürcü gazetedir...
aile gazetesine dönmüş sabah'ın çöküş sürecinin hızlandığının göstergesidir. yaprak dökümü sürmektedir bütün hüzünü ile.
müdür damat olur, köşeler bizim mahalle eşrafına verilir, haberler de bizim haberler olacaktır haliyle...bu mu yani gazetecilik? bokunu çıkardınız bu işin de!
ey yaşantısında dini referansların olduğunu iddia eden beyaz muhafazakarlar, ey paranın tadına varmış özünü unutmuş emperyal müslümanlar, ey hz ömerin hayatından bi haber yönetmekten yoksun gönül dostları; dikkatli dinleyin, sizin yabancı olmadığınız bir referansla çarpıklığınızı/yanlışlığınızı ortaya koyacağım;
"Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir."